Значення "boğuntuya getirmek" у турецька словнику

ВИМОВА BOĞUNTUYA GETIRMEK У ТУРЕЦЬКА

boğuntuya getirmek

ЩО BOĞUNTUYA GETIRMEK ОЗНАЧАЄ У ТУРЕЦЬКА?

Визначення boğuntuya getirmek у турецька словнику

Приведення грошей людині Щоб людина відчувала себе перевантаженою та здивованою, він або вона заробляє багато грошей як робота або товар.

boğuntuya getirmek Birini bunaltıp şaşırtmak yolu ile kendisinden, bir iş veya mal karşılığı olarak çok miktarda para çekmek.

ПЕРЕКЛАД BOĞUNTUYA GETIRMEK

Дізнайтесь, як перекласти boğuntuya getirmek на 25 мов за допомогою нашого турецька багатомовного перекладача.

Переклад слова boğuntuya getirmek з турецька на інші мови, представлений в цьому розділі, було зроблено шляхом автоматичного статистичного перекладу; де основною одиницею перекладу є слово «boğuntuya getirmek» в турецька.

• Перекладач з турецька на китайська: 带来boğuntu
• Перекладач з турецька на іспанська: traer boğuntu
• Перекладач з турецька на англійська: bring boğuntu
• Перекладач з турецька на гінді: boğuntu लाना
• Перекладач з турецька на арабська: جلب boğuntu
• Перекладач з турецька на російська: привести boğuntu
• Перекладач з турецька на португальська: trazer boğuntu
• Перекладач з турецька на бенгальська: boğuntu আনা
• Перекладач з турецька на французька: apporter boğuntu
• Перекладач з турецька на малайська: membawa Boğuntu
• Перекладач з турецька на німецька: bringen boğuntu
• Перекладач з турецька на японська: boğuntuをもたらします
• Перекладач з турецька на корейська: boğuntu 가져
• Перекладач з турецька на яванська: nggawa boğuntu
• Перекладач з турецька на в’єтнамська: mang Boğuntu
• Перекладач з турецька на тамільська: கொண்டு வர
• Перекладач з турецька на маратхі: boğuntu आणणे
• турецька: boğuntuya getirmek
• Перекладач з турецька на італійська: portare boğuntu
• Перекладач з турецька на польська: doprowadzić boğuntu
• Перекладач з турецька на українська: привести boğuntu
• Перекладач з турецька на румунська: aduce boğuntu
• Перекладач з турецька на грецька: φέρει boğuntu
• Перекладач з турецька на африкаанс: bring boğuntu
• Перекладач з турецька на шведська: föra boğuntu
• Перекладач з турецька на норвезька: bringe boğuntu

10 ТУРЕЦЬКА КНИЖКИ ПОВ'ЯЗАНІ ІЗ «BOĞUNTUYA GETIRMEK»

Дізнайтеся про вживання boğuntuya getirmek з наступної бібліографічної підбірки. Книжки пов'язані зі словом boğuntuya getirmek та короткі уривки з них для забезпечення контексту його використання в турецька літературі.

Yeni Argo Sözlüğü: - Sayfa 57

(kumarda) kendisine hile yapıldığını anlamamak ve yenilmek 2. aldanmak, dolandırılmak, kanmak- boğuntuya geldiğini eve dönünce anlamış. boğuntuya getirmek • dalavere, düzen kurarak düşünmesine fırsat vermeden bir şey kabul ettirmek ...

Bahattin Sezgin, 2013

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 426

9 (yar) kimi sözcüklerle bileşik eylem oluşturmaya yarar; "cinnet getirmek ," yola getirmek ' gibi. 0 ... a, (-e, -ya, -ye) getirmek "bir kimseyi bir duruma getirerek istediği gibi davranmak" anlamıyla kimi deyimler oluşturur; "boğuntuya getirmek", ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Deyimler, atasözleri, beyitler ve anlamdaş kelimeler - Sayfa 372

... göre göre yalan söylemesine rağmen yine de suret-i haktan görünmeğe çalışıyordu"), iğfal etmek ("Milyonlarca lira onu iğfal edemezdi"), hile yapmak, boğuntuya getirmek ("Ağzı iyi laf yapan düzenbaz satıcı, müşterilerini boğuntuya getiriyor, ...

Nejat Muallimoğlu, 1983

Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 80

Boğuntuya gelmek: Aldatılmak, kandırılmak, kanmak. Boğuntuya getirmek: 1) Gürültüye getirerek, şaşırtıp bunaltarak ve konuşmasına fırsat vermeyerek bir kimseye bir şeyi kabul ettirmek ya da ona yüksek fiyatla mal satmak. 2) Aldatmak ...

Asım Bezirci, 1990

Türkçenin nakısları: atasözleri, deyimler, tekerlemeler, ... - Sayfa 36

40 Boğuntuya getirmek. Bir kimseyi şaşırtarak bir şeyi kabul ettirmek veya yüksek fiyatla satmak. "Beni nafile boğuntuya getirmeğe uğraşma, yarın öğleden evvel gel de biraz içerisini temizleyelim. " MI, s. 15 Bol keseden. Bol bol, ölçüsüz olarak ...

Kâzım Yetiş, ‎Sâmiha Ayverdi, 1993

Türkçe bilen aranıyor - Sayfa 1009

... suret-i haktan gölündüler) • Yalancı pehlivan • Boğuntuya getirmek [Birini türlü oyunlarla şaşırtarak aldatmak, çıkar temin etmek] ( Kurum - cular, pek çok okumuşları bile aldattı, koca bir Millî Eğitim Bakanlığım boğuntuya getirerek, ipe sapa ...

Nejat Muallimoğlu, 1999

Örnekleriyle Cumhuriyet şiirinde deyimler - Sayfa 59

Cahit Külebi Boğuntuya getirmek: Bir şey söylemesine fırsat vermeyerek şaşırtıp bunaltarak bir kimseye bir şey kabul ettirmek. En büyük özgürlük ölmekmiş deniyor Sakın ha adamı boğuntuya getirirler Ölmek kolay karanlığın arkası ...

M. Ali Tanyeri, 2006

6/7 Eylül olayları - Sayfa 45

Yâhu!... Büsbütün aklımı karıştırdın be Kemal! Önce, Batılılar bunların Hristiyanlığa saldırısını bağışlamaz dedin, arkadan zırppadan el çabukluğunu da nereden çıkardın? - Sorgulamadaki saçmalığa baksana! Bizi düpedüz boğuntuya getirmek ...

M. Hulûsi Dosdoğru, 1993

Türkçenin gücü: Türk dilinin zenginliklerine tanıklar - Sayfa 61

"Gevezelik etmek" anlamında da çançan etmek, çene çalmak, çene yarıştırmak, çeneye kuvvet, çene, boğuntuya getirmek, traş gibi sözcüklerden yararlanılıyor. "İlgisizlik" İlgi göstermeme, ilgisiz davranma' anlamını dile getirmek için ise 61.

Doğan Aksan, 1987

Ekonomik ve kültürel jenosit: Varlık Vergisi 1942-1944 - Sayfa 195

Müşteriler vaziyeti kavrayarak müzakereyi kasten uzattılar. Mükellefı, boğuntuya getirmek istiyorlardı. Netice Kebudi°nin kampa alınıp sevk edilmesi şeklinde tecelli etti. Kimbilir, Kebudi'ninkine benzer kaç facia da İstanbul'da geçmiştir!...”"`° 8.

Sait Çetinoğlu, ‎Turkey, 2009

НОВИНИ ІЗ ТЕРМІНОМ «BOĞUNTUYA GETIRMEK»

Дізнайтеся, що обговорювала національна та міжнародна преса, і як термін boğuntuya getirmek вживається в контексті наступних новин.

Nihat Genç: Şeytanın pezevenkleri

... marka ne bölüşüm, tek satır yazmadan yeni bir 'aydın' türü moda etmek için, tantanalı kelimelerle bir ülkeyi medyayı sorunları halkı boğuntuya getirmek için,. «Odatv, Лютий 14»

Ogün Samast'ın beyaz beresi

Ayakta yaşayan konuşan tek kişi kalmamacasına boğmak, boğuntuya getirmek.. Geride konuşacak yazacak yani şahidi olacak hiçbir iz bırakmamaktı. «Odatv, Січень 13»