10 ТУРЕЦЬКА КНИЖКИ ПОВ'ЯЗАНІ ІЗ «EĞRETI OTURMAK»
Дізнайтеся про вживання
eğreti oturmak з наступної бібліографічної підбірки. Книжки пов'язані зі словом
eğreti oturmak та короткі уривки з них для забезпечення контексту його використання в турецька літературі.
1
Eğreti kamusallık: Kayseri örneğinde islâmcı belediyecilik - Sayfa 251
"oturma"lar, mülakat yaptığımız ve görüştüğümüz pek çok kişinin, özel bir vurguyla andığı bir etkinliktir. Kayseri'deki en önemli toplumsal boş zaman etkinliklerinden biri olan "oturmalar," büyük aile yapısının daha geniş cemaatlere dönüşmüş ...
2
Resimli Türkçe sözlük - Sayfa 277
I. Kendi topraklarında oturan çeşitli ulusları egemenlİği altında toplayan devlet biçimi, "imparatorluk. 2. Böyle bir devletin yönetimi altındaki ... Bir şeyin ucuna eğreti oturmak : Ben çok yoruldum, şuraya biraz ilişeyim. 4. Birine hafifçe sataşmak ...
Türk Dil Kurumu, Kemal Demiray, Muammer Bakr, 1977
3
On üçüncü yüzyıldan günümüze kadar şiirde ve halk dilinde ...
Egreti Il atina binen pek çabuk iner Tez eskir egreti kaftan dimisler Mir'âtl Bu gencecik yasimda Nedir basima gelen Geç ögrendin tez iner ... Egri okla dogru nisan vurulmaz Dogru ok atilmaz egri kemansiz Seyrânl 14 Egri otur, dogru söy le.
4
Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 222
Otur ibrama âram it biraz havzın kenarında -Vasıf 19. yüzyıl - âram et yerine âram it gene e/i dönüşmesini görülüyor. Bütün bu ... ten eğ-r-e-l-ti/eğrelti/iğrelü (eğik olan, dü- şücekmiş gibi yana yatmış duran, yerinden kalkıp gidiyormuş gibi olan).
İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991
5 kerevet: Tahtadan oturmak veya yatmak için yüksekçe ve eğreti yer. 6 alaçık: Üzeri dal veya hasırla örtülen çoban evi, tarla, bostan, bağ kulübesi, çardak. 7 sini: Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi.
6
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 348
3 bir yerde oturmak, yaşamak. eğmeç a. 1 yay ve benzeri şeylerin biçimi. eş. esk. kavis. ... b. a. bitb. damarlı çiçeksizlerden, örnek bitkisi eğreltiotu olan bir bitki topluluğu. eğreti s. 1 belirli bir süre geçtikten sonra kaldırılacak olan, geçici.
7
İngilizce-Türkçe çağdaş iş dünyası sözlüğü - 2. cilt - Sayfa 542
LODGE / v / birine geçici olarak oda vermek; misafir etmek; yerleştirmek; emanet olarak vermek; tesiim etmek; vermek; sunmak, takdim etmek; arzetmek; eğreti olarak bir evde kalmak; bir yerde kiracı olarak oturmak; içine gömülmek.
Ender Gürol, Ali Kılıçlıoğlu, 1994
8
Sana doğdum Denizli - Sayfa 99
Azınlık kızlan, kadınlan, şehri hareketlendirirken erkeleri eğlendirip, zevklerini bastırmakla kalmamış, belki eğreti ... Bu süre içinde eğreti gelin, delikanlısı ile aynı evde oturur, yer içer, onu evliliğe hazırlar ve işi bittiğinde kapı dışan edilirdi.
Çeykel, saygısına saygılar ekleyerek oturmak istemediyse de Şeyh Bedreddinin üstelemeleri karşısında sedire değil, Şeyhin yazı minderinin ucuna ilişti, hasıra eğreti oturdu. Hemen dizinin dibindeki kağıda ilişti gözleri, aldı, öpüp başına koydu ...
Mustafa Necati Sepetçioğlu, 1979
10
Mutlu azınlık ve Âdem ile Mâdem, Sevgililer, Oda: birer ... - Sayfa 57
Bir oturma odası, iki iskemle. Solda bir kapı. ... Yağmurluğun buruşuklarını eliyle giderdikten sonra iskemlelerden birine oturur. Birdenbire kalkar. ... Bu ortamın kurulduğuna kanı getirdikten sonra ÎSKEM- SÎNE eğreti eğreti ilişir. Başını, dizlerine ...
