Bedeutung von "kağşamak" im Wörterbuch Türkisch

AUSSPRACHE VON KAĞŞAMAK AUF TÜRKISCH

kağşamak

WAS BEDEUTET KAĞŞAMAK AUF TÜRKISCH

Definition von kağşamak im Wörterbuch Türkisch

Kağmacak Eskimek, um verstreut zu sein. Alles, um die Gelenke zu verlassen, zu spielen. / Um es gut zu machen. Schwächen, sich schwach fühlen, schwächen.

ÜBERSETZUNG VON KAĞŞAMAK

Erfahre, wie die Übersetzung von kağşamak auf 25 Sprachen mit unserem mehrsprachigen Übersetzer Türkisch lautet.

Die Übersetzungen von kağşamak auf andere Sprachen, die in diesem Bereich vorgestellt werden, sind zustande gekommen durch automatische statistische Übersetzung, wobei die Basiseinheit der Übersetzung das Wort «kağşamak» in Türkisch ist.

• Übersetzer Deutsch - Chinesisch: 要kağş
• Übersetzer Deutsch - Spanisch: para KAGS
• Übersetzer Deutsch - Englisch: to kağş
• Übersetzer Deutsch - Hindi: kağş करने के लिए
• Übersetzer Deutsch - Arabisch: ل kağş
• Übersetzer Deutsch - Russisch: Для kağş
• Übersetzer Deutsch - Portugiesisch: para kağş
• Übersetzer Deutsch - Bengalisch: kağş করতে
• Übersetzer Deutsch - Französisch: pour Kags
• Übersetzer Deutsch - Malaysisch: untuk kağş
• Übersetzer Deutsch - Deutsch: um KAGs
• Übersetzer Deutsch - Japanisch: kağşするには
• Übersetzer Deutsch - Koreanisch: kağş 하려면
• Übersetzer Deutsch - Javanisch: kanggo kağş
• Übersetzer Deutsch - Vietnamesisch: để kağş
• Übersetzer Deutsch - Tamil: kağş செய்ய
• Übersetzer Deutsch - Marathi: kağş करण्यासाठी
• Türkisch: kağşamak
• Übersetzer Deutsch - Italienisch: per kağş
• Übersetzer Deutsch - Polnisch: aby kağş
• Übersetzer Deutsch - Ukrainisch: для kağş
• Übersetzer Deutsch - Rumänisch: pentru a kağș
• Übersetzer Deutsch - Griechisch: Για kağş
• Übersetzer Deutsch - Afrikaans: om kağş
• Übersetzer Deutsch - Schwedisch: till kağş
• Übersetzer Deutsch - Norwegisch: til kağş

10 BÜCHER, DIE MIT «KAĞŞAMAK» IM ZUSAMMENHANG STEHEN

Entdecke den Gebrauch von kağşamak in der folgenden bibliographischen Auswahl. Bücher, die mit kağşamak im Zusammenhang stehen und kurze Auszüge derselben, um seinen Gebrauch in der Literatur kontextbezogen darzustellen.

Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 128

... eprimek, terelmek. erimiş : erinek, eringin, suyuk. erişmek : boyalamak, utaşmak. erişte : belvat, cimcik, yayını. eriştirmek : değirmek, ölgürmek. eriyip sulanmak (kar ve buz) : kağşamak. erkân : ırıp. erkek : cürcür, gaga, geyik, kişi, kalak (kadın ...

Türk Dil Kurumu, 1957

Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 565

[Une sorte de zoiture] Kağşama ) ( t- m-) Sert bir Kağşamak i gürültü ile yıkılmak. Çok eskimek, çok koca- yıp bunak olmak, ihtiyarlamak. [ S'ecrouler avec un grand fracas. Râsonner. ViĞillir , devenir vieux et decrepiUe.] Kağşar (t.f) Yıkılmak ...

Ali Seydi, ‎Mihran, 1929

Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

8Zekeriyya: "Ey Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir, karım kısır ben de yaşlılığın kağşamak derecesine (son haddine) varmışken!" dedi. 9Buyurdu ki : "Öyle! Fakat Rabbin, "o Bana kolaydır, bundan önce de seni, sen hiçbir şey değilken ...

Elmalılı Hamdi Yazır, 2015

Yeni Türk lûgati - Sayfa 471

Kağşamak [f] Sert bir gürültü ile yıkılmak. Çok eskimek, haraba yüztutmak Çok kocayıp bunaklaşmak, pek ihtiyarlamak. Kağşar [s] Yıkılmak üzre, yıkılmağa mail, harap olmağa yüztutmuş, çökmüş. Kâh, gâh [i] Zaman, vakit. (z) Bazan, bazı defa, ...

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 137

... kalas kalıç Kağızman kakaç kalastra kahk kağnı kakalamak kalay kalım kağşamak kakao kalaylamak kalımlı kağşar kakavan kalben kalımsız kâh kakıç kalbur kalm (kâh... kâh) kakım kalburlamak kalmbağırsak kahır, -im kakımak kalburüstü, ...

Türk Dil Kurumu, 1965

Yıllık araştırmalar dergisi - 1-3. ciltler - Sayfa 223

Kotlan - Küçük fırın (Bozüyük «Bilecik»). Kovşamak — Duvar, yapı ve buna benzer şeyler gevşemek, kağşamak (Vize «Kırklareli»). Koysalak — Ev içinde duvarlara oyulmuş kapaksız dolap (Tepelice «Bozkır - Konya») . Kozlal: — Harçsız duvar ...

Ankara Üniversitesi. Türk ve Islâm Sanatları Tarihi Enstitüsü, 1957

Kayseri ağzı: Sözcükler - Sayfa 25

11- Bazen (ç) olur. kağşamak : cağşamak 1 2- Bazen (k) düşer kendinden önce gelen seslinin ya da bir araya gelen iki seslinin uzun okunması biçiminde söylenir. yoksa : yoosa ne şekil : ne şeel akşam : aaşam kara kaş : karaaş ne kadar ...

Kâzım Yedekçioğlu, 1989

Tarihten bugüne Başkurtlar: tarih, dil ve kültür üzerine ... - Sayfa 241

ş Şular "şunlar, bunlar", şevle "gölge", şatlık "sevinç", şayar- "oynamak, şımarmak", kavşa- "kağşamak, güçsüz kalmak", koyaş "güneş", hulış "soluk". Ön damak ünsüzleri: /, r, y, g, k. I Legnet "lanet", levke- "alevlenmek, tutuşmak", kul "el, kol", ...

A. Melek Özyetgin, ‎A. Merthan Dündar, ‎İlyas Kamalov, 2008

Turcology in Turkey: selected papers - Sayfa 32

TS 11: 794 cah;amak 'sarsılıp gevşemek, kağşamak.' DLT hı: 286 faj çahşadı, DLT ıv: 130 cah;a- 'çagıl cugul etmek, takılan sus e?yası ses vermek.' 128. cahşak DS hı: 1040 çah;ak (11) [cağ?ak (O-2] 'asınarak dokülmuş dag veya duvar yığın- ...

László Károly, ‎Nurettin Demir, ‎Emine Yılmaz, 2007

Darağacı - Sayfa 152

... dünkü çöküntünün üzerinde az biraz durmuştu. «Bre olmaz! Bre çökecek bir kağşama bırakmadık aramızda!» deyip ikinciklenmiş; «Aksilik... her hal aksilik...» deyip somurtmuştu. Somurtuşu çöküntüleri ustalığına yakıştıramayışı- naydı.

Mustafa Necati Sepetçioğlu, 1979