Meaning of "çöküşmek" in the Turkish dictionary

PRONUNCIATION OF ÇÖKÜŞMEK IN TURKISH

çöküşmek

WHAT DOES ÇÖKÜŞMEK MEAN IN TURKISH?

Definition of çöküşmek in the Turkish dictionary

collapse

çöküşmek Bir şeyin başına çöküp toplanmak.

TRANSLATION OF ÇÖKÜŞMEK

Find out the translation of çöküşmek to 25 languages with our Turkish multilingual translator.

The translations of çöküşmek from Turkish to other languages presented in this section have been obtained through automatic statistical translation; where the essential translation unit is the word «çöküşmek» in Turkish.

• Translator Turkish - Chinese: 要折叠
• Translator Turkish - Spanish: para contraer
• Translator Turkish - English: to collapse
• Translator Turkish - Hindi: संक्षिप्त करने के लिए
• Translator Turkish - Arabic: للانهيار
• Translator Turkish - Russian: Чтобы свернуть
• Translator Turkish - Portuguese: para recolher
• Translator Turkish - Bengali: ভেঙ্গে
• Translator Turkish - French: pour réduire
• Translator Turkish - Malay: runtuh
• Translator Turkish - German: zum Einsturz
• Translator Turkish - Japanese: 崩壊します
• Translator Turkish - Korean: 축소하려면
• Translator Turkish - Javanese: ambruk
• Translator Turkish - Vietnamese: sụp đổ
• Translator Turkish - Tamil: நொறுங்க
• Translator Turkish - Marathi: गडगडणे
• Turkish: çöküşmek
• Translator Turkish - Italian: per comprimere
• Translator Turkish - Polish: aby zwinąć
• Translator Turkish - Ukrainian: щоб згорнути
• Translator Turkish - Romanian: să se prăbușească
• Translator Turkish - Greek: Για να καταρρεύσει
• Translator Turkish - Afrikaans: om te val
• Translator Turkish - Swedish: att kollapsa
• Translator Turkish - Norwegian: å kollapse

10 TURKISH BOOKS RELATING TO «ÇÖKÜŞMEK»

Discover the use of çöküşmek in the following bibliographical selection. Books relating to çöküşmek and brief extracts from same to provide context of its use in Turkish literature.

Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 196

[Enfoncee; abattıue.] Çökül [t. s-] Taşan nehrin o- valarda bıraktığı çöküntü . [Sediment] Çöküntü [t. s.] Dibe çöken şey, şeyler, teressübat, [Se~- diment] Çökürtme [t. s.] Bak: Çökertme. [Voir- Çökertme.] Çöküşme \ [t. m-] Her ta- Çöküşmek j raftan ...

Ali Seydi, ‎Mihran, 1929

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 266

Padişah, ülkesinin çöküşünü gördü. çöküşmek (-e) bir şeyin başına çöküşüp toplanmak, üşüşmek. çöl a. 1 susuz ve ıssız, geniş, kumluk yer. 2 coğr. özellikle sıcak ve ılıman iklim bölgelerinde geniş alanlar kaplayan, sürekli yağıştan ve bitki ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Toplumcu gerçekçiliğin kaynakları: sosyalist realizm ... - Sayfa 179

'burjuvaca' olarak, yani toplumcu sanata düşman olarak, çöküşmüş, fikirsiz, biçimci sanat olarak ortaya konulmaktadır. Bu gibi vargılar, aslında, bu sanatsal olayların hakiki fikirsel ve estetiksel karakteriyle çelişmekle birlikte, kapitalist toplumda ...

Ahmet Oktay, 2008

Azerbaycan Türkçesi'nden Türkiye Türkçe'sine Büyük Sözlük

ܧüsmek çöküsmek. 3. Yayilmak (hasere). 4. Kiskanmak. Danngila§mah : Biraz daralmak. Dannguç : Tirmik. Danotu : Dan otu, kirmizi ku§yemi (yabanî bitki.) Dansgal : Dar. Dansgalla§dinlma : Daraltilma. Dansgalla§dinlmag : Daraltilmak.

Yaşar Akdoğan, 1999

Sabetayist bir aile saklı duvar - Sayfa 5

At üzerine çokuşmuş sinekleri kovmak istercesine şaplağı yediği derisini titretti, kulaklarını dikti, kuyruğunu salladı. Kıpırdanışını takip eden ilk minik adımını diğerleri izledi. Sahibiyle kaçıncı kez Gediz kıyısına geldiğini bilmekten uzak doru at, ...

Latif Tuğral, 2009

Ozanlar, yazarlar, kitaplar - Sayfa 296

Ağası, topraksızı, kadını, kızı, çocuğu ile bir toprak üzerine çokuşmuş insan (insanoğlu) törelerin biçimlediği bu yazgının kurbanıdır. Hangi düzeyde olursa olsun, kurban olan insanoğlu zavallıdır. Osman Şahin, ağasından kuluna, gelininden ...

Adnan Binyazar, 1998

Tanyeri horozlari - Sayfa 85

Uzun, belime kadar gelen nanelerin mavi çiçeklerine arılar çokuşmuş- tu. Arıdan, nane dalları yerlere kadar sarkmışta. Bu yıl da ballarımız nane kokacak. Biz de o balları yiyecek, nane kokacağız." Kahvaltı domatesle başladı, naneyle bitti.

Yaşar Kemal, 2002

Apartman - Sayfa 12

... pervane çokuşmuş yalnız ışık konileri gibiydi. Ve alabildiğine sessizdi ortalık. Sessiz miydi? Karın, incecikten hışırtısı mı vardı? «Bir orgun ahengi mi yayılmaktaydı derinden?» Evren, beyazlara bürünmüş bir kuytu manastır gibi miydi ?

Demirtaş Ceyhun, 1976

Fırat Suyu kan akıyor baksana - Sayfa 260

Koyak ateş gibi yanıyor, bir fisilti bile esmiyordu. Gökyüzünde çok kartal, çok kızıl şahin dönüyordu. Sarı damarlı keskin mor kayalıklara akbabalar çokuşmuş avlarını bekliyorlardı. Akbabaları görünce Abbasın içindeki korku daha da büyüdü.

Yaşar Kemal, 1998

Yaşar Kemal kendini anlatıyor: Alain Bosquet'nin Yaşar ... - Sayfa 42

Kabukların arasına oturuyor, onlara, üstüste çokuşmuş arılara gözümü dikiyor, gözümü onlardan ayırmadan seyrediyordum. Bir şeye gözümü dikip günlerce durmadan seyretmek benim çocukluk huylarımın başlıcalarındandı. Örneğin eve ...

Yaşar Kemal, ‎Alain Bosquet, 1993