Significado de "lâfı sulandırmak" en el diccionario de turco

PRONUNCIACIÓN DE LÂFI SULANDIRMAK EN TURCO

lâfı sulandırmak

QUÉ SIGNIFICA LÂFI SULANDIRMAK EN TURCO

definición de lâfı sulandırmak en el diccionario turco

diluir una palabra Cuando hablas en serio sobre un tema, agregas un modismo indiferente, sin sentido o incoherente.

lâfı sulandırmak Bir konu üzerinde ciddiyetle durup konuşurken araya ilgisiz, anlamsız veya tutarsız boş lâf katmak.

TRADUCCIÓN DE LÂFI SULANDIRMAK

Conoce la traducción de lâfı sulandırmak a 25 idiomas con nuestro traductor multilingüe.

Las traducciones de lâfı sulandırmak presentadas en esta sección han sido obtenidas mediante traducción automática estadística a partir del idioma turco.

• Traductor turco - chino: 淡化布什
• Traductor turco - español: diluir el arbusto
• Traductor turco - inglés: dilute the bush
• Traductor turco - hindi: बुश पतला
• Traductor turco - árabe: تمييع الأدغال
• Traductor turco - ruso: разбавить куст
• Traductor turco - portugués: diluir o arbusto
• Traductor turco - bengalí: গুল্ম অবলুপ্ত করে
• Traductor turco - francés: diluer la brousse
• Traductor turco - malayo: untuk mencairkan belukar
• Traductor turco - alemán: verdünnen Busch
• Traductor turco - japonés: ブッシュを希釈
• Traductor turco - coreano: 부시 희석
• Traductor turco - javanés: kanggo dilute grumbulan
• Traductor turco - vietnamita: pha loãng bụi cây
• Traductor turco - tamil: புஷ் நீர்க்கச் செய்ய
• Traductor turco - maratí: बुश सौम्य करण्यासाठी
• turco: lâfı sulandırmak
• Traductor turco - italiano: diluire il cespuglio
• Traductor turco - polaco: rozcieńczyć buszu
• Traductor turco - ucraniano: розбавити кущ
• Traductor turco - rumano: se diluează Bush
• Traductor turco - griego: αραιώστε το θάμνο
• Traductor turco - afrikáans: verdun die bos
• Traductor turco - sueco: späd busken
• Traductor turco - noruego: fortynne bush

10 LIBROS DEL TURCO RELACIONADOS CON «LÂFI SULANDIRMAK»

Descubre el uso de lâfı sulandırmak en la siguiente selección bibliográfica. Libros relacionados con lâfı sulandırmak y pequeños extractos de los mismos para contextualizar su uso en la literatura.

Mutluluk Bir Alzheimerli ile Yaşarken Bile: - Sayfa 261

Aramızda karı koca lafı kullanmıyorduk, adımızla hitap ediyorduk. Başkalarına “Eşim” diye ... Genellikle benim iyi mayaladığım yoğurdu biraz sulandırarak ve az şekerkatarak biberonlara dolduruyor, ellerine veriyordum. Yoğurdu seviyorlar ...

Cemal Erkmen, 2014

Doğuʼdan hikâyeler - Sayfa 38

Ama işte, rakı masası her konunun olduğu gibi bu işin de ulviyyetini sulandırdı. Akşam, sohbet isteği.. lâf lafı açar elbet. Aslında Vali 'bey de içini açmak, konuşmak için vesile arıyordur. Çok_tandır şöyle cana yakın kinıseciklerle sohbet ...

Muhtar Körükçü, 1968

Sait Faik Abasıyanık - Sayfa 170

Bunu kimi zaman, eleştirilerimi ya da «Ulan bok kerata» diye başlayan takılmalarını sulandırmak için de kullanırdı. Samim Kocagöz onu şöyle tınlatır: «Öyle çok lâf etmesini sevmezdi. Hep işlerin alayında görünürdü. Ama onun sanat üzerine ...

Mahmut Alptekin, 1984

Harbiye kazanı - Sayfa 62

... -özel- likle-şiirsel bir platformda tartışmak, Marksist-Leninist ilkeleri sulandırmak, sevdasında değil miydiler? Şu kocaman lafları hiç sıkılmadan ortaya onlar atmadılar mı: "Türk işçi haklarının takipçisiyiz, alın terinin en yorulmaz bekçisiyiz!

Kerim Korcan, 1989

Türkiye'nin büyük Avrupa kavgası 1959-2004 - Sayfa 222

Böylece revizyon lafı kapanacaktı. Oysa bizdeki ... Bu arada AP'nin dıştan desteklediği Talu Hükümeti geldi ve müzakereler sürdükçe bu isteklerimizi yine sulandıra sulandıra tamamlayıcı protokole girecek formüle dönüştürdük. Oysa mantıkî ...

Mehmet Ali Birand, 2005

Büyük lûgat ve ansiklopedi: ek - Sayfa 148

Ağzın laf yapması, güzel konuşma, cerbezeli olma: Galebe bizde kalacağına inandıktan sonra ağzım o kadar lâf yapar ki, en büyük avukatlar bile benim .... Ağzını sulandırmak, imrendirmek: Karşımda şapur şupur limon yeme, ağzım sulanıyor.

Safa Kılıçlıoğlu, 1985

Devenin öcü - Sayfa 43

«Lâf aramızda ama Hasan kadını daha çok doyuruyor galiba, anlarsın ya...» Diyerek güldü. — Sus be, dedi ... Kadınlar üzülmüşler gibi başlarını salladılar, gözlerini sulandırmak için boşuna vakit harcadılar. — Şu oğlanın kaçışı bir sır oldu kaldı ...

Pakize Başaran, 1969

Sait Faik Abasıyanık 90 yaşında - Sayfa 145

zaman, eleştirilerini ya da "Ulan bok kerata" diye başlayan takılmalarını sulandırmak için de kullanırdı. ... Bu gözleme Celâl Sılay da katılır: "Kant ile Comte'un övülüp yeril- diği masallara gelir, lafın en çetrefil noktasında birimizin dizine bir sille ...

Ayla Kutlu, 1996

Mabed ve millet - Sayfa 158

Harama hiyle katmamış büyük müteşebbisler ile birbirlerini imrendiren, sulandıran sosyetemiz... Aralarında büyük ilim adamları! Ulu tacirler! Memleketi kurtarmak lâfı edip de bir defa dönüp, şu kurtaracakları halkın haline bakmayanlar.

Ahmet Kabaklı, 1970

Karadenizin kiyiciǧinda: roman - Sayfa 257

Tıktı lafı ağzına. «Sırasıy- di çorbanın. Hasiyyetim iki paralık oluyor, hâlâ çorba. ' Çağır şunu bana!» Soba, ağzından ateş saçarak yanıyordu. inceden bir duman sarmıştı odanın tavanını. Gözleri hafiften sulandıracak kadar... Karayel esti mi ...

Rıfat Ilgaz, 1969