Signification de "alacalamak" dans le dictionnaire turc

PRONONCIATION DE ALACALAMAK EN TURC

alacalamak

QUE SIGNIFIE ALACALAMAK EN TURC

définition de alacalamak dans le dictionnaire turc

coloration, teinture de speckle.

alacalamak Renk renk, benek benek boyamak.

TRADUCTION DE ALACALAMAK

Découvrez la traduction de alacalamak dans 25 langues grâce à notre traducteur turc multilingue.

Dans cette section, les traductions de alacalamak dans d'autres langues ont été obtenues par traduction automatique statistique, où l'unité essentielle de la traduction est le mot «alacalamak» en turc.

• Traducteur Français - chinois: 要杂色
• Traducteur Français - espagnol: para abigarrado
• Traducteur Français - anglais: to variegated
• Traducteur Français - hindi: विचित्र करने के लिए
• Traducteur Français - arabe: ل التلون
• Traducteur Français - russe: Для пестрый
• Traducteur Français - portugais: para variegada
• Traducteur Français - bengali: নানাবর্ণ করতে
• Traducteur Français - français: pour panaché
• Traducteur Français - malaisien: untuk berlainan warna
• Traducteur Français - allemand: um bunt
• Traducteur Français - japonais: 多彩に
• Traducteur Français - coréen: 잡색 하려면
• Traducteur Français - javanais: kanggo variegated
• Traducteur Français - vietnamien: để loang lổ
• Traducteur Français - tamoul: பல வண்ண வேறுபாடுகள் செய்ய
• Traducteur Français - marathi: व्हेरिगेटेड करण्यासाठी
• turc: alacalamak
• Traducteur Français - italien: per variegato
• Traducteur Français - polonais: aby barwny
• Traducteur Français - ukrainien: для строкатий
• Traducteur Français - roumain: pentru a pestriț
• Traducteur Français - grec: Για να ποικίλλουν
• Traducteur Français - afrikaans: om bont
• Traducteur Français - suédois: till brokiga
• Traducteur Français - norvégien: å spraglete

10 LIVRES EN TURC EN RAPPORT AVEC «ALACALAMAK»

Découvrez l'usage de alacalamak dans la sélection bibliographique suivante. Des livres en rapport avec alacalamak et de courts extraits de ceux-ci pour replacer dans son contexte son utilisation littéraire.

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 48

0 alacaklı çıkmak bir hesaplaşma sonucu, birinin alacağının vereceğinden (borcundan) çok olduğu anlaşılmak, alacaklı olmak bir kimsenin, birinden alacağı bir şey bulunmak. alacalama a. alacalamak eylemi. alacalamak (-i) bir şeyi renk renk, ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Bâleybelen Muhyî-i Gülşenî: ilk yapma dil - Sayfa 205

... çuden ve cuzzâm çuden'dûr ve cezm'dür, kapem ma'nâsma. (rezem), saklamak ki gizlemek, nigâhîden ve pinhânîden ve hiyât'dur, habem 144 gergi'diir. yok. 145 alacalamak: alacalamak ve nakç eylemek ki nigâçten'dur, tezem ma'nâsina.

Mustafa Koç, 2005

GAGAUZ Türkçesinin sözlüǧü - Sayfa 8

Yi- mirta alacalamaa: Yumurta bo- yamak. 2) Karalamak, kötüle- mek (mec.). alacalamak: Alacalama. alacalanmaa: 1) Alacalanmak. 2) Gözlerin kama§masi. 3) Aksam karanhgmin basmasi. alacah: 1) Alaca. Alacah karanda§: Alaca kalem.

G. A. Gaydarci, 1991

Türkçe yazım kılavuzu - Sayfa 20

... alacakaranlik alaturka aksiyom aktivite alacakli alaturkaci aksiyon aktör alacalamak alaturkä» aksiyoner aktöre alacalar alavere akson aktörlük, -gü alacali alavereci aksögüt aktris alacalik alay aksu aktrislik, -gi alacamenekse alay alay Aksu ...

Feridun Narin, ‎Erdinç Uzun, 1984

Resmi yazışma kuralları, noktalama işaretleri ve yazım ... - Sayfa 97

... alabora alabora olmak alabros alaca Alaca alaca bulaca alabalıkçıl alacak alacak verecek alacakaranlık Alacakaya alacaklı alacalamak alacalanmak alacalı alacalı bulacalı ' alacamenekşe alacık alaçam Alaçam Aladağ alafranga ;í:j .¡'i; .,;.

Hülya Pilancı, 2001

Osmanlı öncesi Türk kültürü - Sayfa 277

... döker gözlerüm ol al arasında 483(1237-1) — Alaca görmek (Gözü alacalamak): İyi görememek Binümle toğrudur boyı velî kec düşdî kaşları Alaca görürem dâyim anun câdû-yı şehlâsın 40(102-4) — Aralıkta koymak: Orta yerde bırakmak, ...

Azize Aktaş-Yasa, ‎Sevay Okay-Atılgan, ‎Atatürk Kültür Merkezi (Ankara, Turkey)., 1997

Türkisch-deutsches Wörterbuch - Sayfa 35

Gläubiger-, Annahme-verzug m alacalamak bunt(-scheckig) machen od. anstreichen; sprenkeln, tüpfeln, punktieren alacalanmak 1. buntscheckig usw.) werden 2. (vor Erregung) bald blaß, bald rot werden 3. Flecken bekommen (z.B. Stoff) 4.

Karl Steuerwald, 1988

Zeytin ülkesi - Sayfa 68

1949 un bir Kasım akşamında zeytinlik, donuk kış denizi gibi serilmişti önüme. Derinliklerinde, ayva sarısı, nar kırmızısı, yeşilin türlüsü kaynaşıp duruyordu. Kazdağı görmediğim mavilikler, morluklar içindeydi. Iraklarda alacalanan köyler vardı.

Mehmet Başaran, 1964

Odüsseia - Sayfa 137

»Sabah sisi içinde doğan gül parmaklı Şafak görününce tekneleri tanrısal denize çektik (1) ; adamlar da binerek kürekçi sıralarına geçtiler, yerli yerinde otur- 580 duktan sonra kürekleriyle alacalanan denizi dövmeğe başladılar. »Zeüs'ten ...

Homère, ‎Ahmet Cevat Emre, 1941

Bu yalan tango - Sayfa 366

Selim İleri. Mumlara bakıyordu. Eriyen, birer ikişer sönecek mumlar, uzun uzadıya bakınca, gözlerinizi ayırmadan bakmaya çalışınca, gökkuşağı renkleriyle alacalanıyor. Güvercin göğsü, böcek kabuğu alacalanan mum ışığında; maziden güzel ...

Selim İleri, 2010