«ÇIĞILTI»に関連するトルコ語の本
以下の図書目録から
çığıltıの使いかたを見つけましょう。
çığıltıに関する本とトルコ語文献で使われた文脈を提供するための簡単な抜粋文。
1
Kayseri ağzı: Sözcükler - Sayfa 169
cığıltı Suyun akarken çıkardığı hafif tatlı ses. "Genel dildeki "çağıltı" nın yerel ağızdaki söylenişi. "Harceste (Fa.) : Arbede ve çığıltı ve şamata mânasındadır." "Bürhan-ı Katı'. XVIII-XIX. 238) "Ahruş (Fa.) : Huruş ve kavga ve ihtilâl ve çığıltı ve harıltı ...
2
Mukayesetü'l-lügateyn - Sayfa 63
III, 901 379 Çigilti sesi çikarmak, çaglamak. 380 Çigilti çikarmak, çaglamak, hlk. III, 901 381 Cmldasmak, hlk. III, 901 382 Çigir, W*. III, 903 383 DUstlncesiz, densiz. 384 Halis, katiçiksiz. 383 Sirt ve gögüs kafesini birlestiren kemik. 386 Zil sesi ...
Javād Hayʾat, Mürsel Öztürk,
2003
3
Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 86
çığıltı çıldırmak çırpmmak çifsayı çığır çılgm çırpmtı çift, -ti çığırgan çıma çırpışmak çiftçi çığırtkan çımkırık . çırpıştırmak çiftçilik çığlık çımkırmak çırpmak çifte -çık (taşçık vb.) çm çırptırmak çiftehane çıkacak çmar çırt, -tı çiftekanathlar çıkagelmek ...
4
Kemâlettin Kâmi Kamu: hayatı, san'atı, ve şiirleri - Sayfa 90
hayatı, san'atı, ve şiirleri Kemâlettin Kâmi Kamu Gültekin Sâmanoğlu. ÇIĞILTI Engin ses veriyor yel ıslığına, Benziyor dalgalar bir kar çığına, Çarparak bahçemin parmaklığına, Üç gün, üç gecedir çağlıyor deniz. Aslan kükreyişi değil kafeste, ...
Gültekin Sâmanoğlu, Kemâlettin Kâmi Kamu,
1986
Tas dehşet içinde zıplayıp duruyor, bir yarasa gibi çığıltı çıkararak bizi uyarmaya çalışıyordu. Ümmik de benim başımdaydı: — Efendi kalk, diyordu durmadan, kalk ya hu. Diyordu ama, bende derman mı kalmıştı? — Cüce, sen beni burada bırak ...
6
Kıpçak Türkçesi sözlüğü - Sayfa 49
... çıçlak Küçük parmak (Kİ, TA) çığan Bahil, çingene (Kİ) çıganak Dirsek (CC, Kİ) krf. çağanak. çıkanak çığar- Çıkarmak, çekip çıkarmak (CC, Kİ) krf. çıkar- (I), şıkar- çığık Çıkık, çıkmış olan (BV) krf. çıguk çıgılda- Gıcır gıcır etmek (İH) çığıltı 1.
Recep Toparlı, Hanifi Vural, Recep Karaatlı,
2003
7
Seyahatnamelerde Konya: F. Nafiz Uzluk'un önsözü ile - Sayfa 45
... dişbudaklar ve kavaklar dikilmiş olan bir nevi parka girilir, İşte burasıdır. Arabadan iniyoruz. Ve büyük Çelebinin oturduğu mahalle ithal ediliyoruz. Beyaz mermer döşenmiş ve ortasından tatlı bir çığıltı ile bir çay akmakta olan geniş bir kısım.
8
Toprağa basınca - Sayfa 6
Amma vahşi yerlerdi buralar. Kılavuza da şaşıyordum, karanlıkta nasıl anlamıştı onun sigara içen bir yolcu olduğunu? Biraz sonra gittikçe artan bir çığıltı duyduk. Bazen azalıyor, bazen çoğalıyordu. Bu neydi acaba? Bir tren mi geçiyordu?
9
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 188
Çiğ [t- S-] Dağdan yuvarlanan kar kömesi § Kamış ve emsali şeyden yapılmış yüksek çit § Yüksek ses, gürültü, ya.yga.r a. fAvalanche, clöture, haie tres ĞlevĞe § Clanıeıır.] Çığıltı [t- s>] Karışık hayvan sesleri § Gürültü, çığlık . f Cris simultavâs ...
10
Deyimler, atasözleri, beyitler ve anlamdaş kelimeler - Sayfa 357
Türkçe, Asya'da bir çığıltı, bir tokurdama, bir gürültüdür. Verdiğimiz ahenk sayesinde, biz onu bir besteye çevirdik. Asya Türkçesi, aslında zengin ve pek eski olabilirdi; lâkin saklamak abestir: Türkiye Türkçesinin yanında pek ahenksizdi.