トルコ語でIÇINDEN KONUŞMAKはどんな意味ですか?
トルコ語辞典で«içinden konuşmak»の
元の定義を見るをクリックします。
トルコ語辞典でのiçinden konuşmakの定義
誰かよりもゆっくりと話すことができます。 içinden konuşmak Kimsenin duymayacağı kadar yavaş sesle konuşmak.
トルコ語辞典で«içinden konuşmak»の
元の定義を見るをクリックします。
«IÇINDEN KONUŞMAK»に関連するトルコ語の本
以下の図書目録から
içinden konuşmakの使いかたを見つけましょう。
içinden konuşmakに関する本とトルコ語文献で使われた文脈を提供するための簡単な抜粋文。
1
Deyimler Sözlüğü: Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi
Bir şeyi sıkıntı edinip içinden konuşmak, içinden bir şeyler söylemek, kimseninduyamayacağı yavaşsesle konuşmak. 2. İçiniçekmek, iççekmek, içgeçirmek, üzüntü veya özlemle derin soluk almak. iç gısmak: Yapacak iş bulamamaktan veya ...
Mehmet Kara, Mehmet Nebioğlu, Cihan Dinar, 2014
Hiçbirimizin içinden konuşmak gelmiyordu. Bu suskunluk günler sürdü. Annemle ben birbirimize belli etmemeye çalışarak gizli gizli ağlıyorduk. Babam kendini çalışmaya vermişti. O sıralar, Kuzey Bölgesi içinde yer alan özgürlük savaşçıları ...
Halil İbrahim Balkaş, 2015
“Tamam, görüşürüz.” Biraz sessizce oturdular Cengiz'le. Halit'in içinden konuşmak gelmiyordu. Aslında romanını okumak istiyordu ama yanında Cengiz varken bunu yapamazdı. Kitabı, sanki kaçacakmış gibi iki eliyle kavradı ve önüne çekti.
4
Bir Aşka Kaç Yalan Sığar?: - Sayfa 24
İçinden konuşmak gelmiyordu. Salatayı yapmaya koyuldu. Salatalıkların kabuklarını özensizce gelişigüzel soyarken, analığından hırsını çıkarır gibiydi. Kendisine seslenildiğini duyar gibi olunca mutfaktan çıkarak başını bahçeye doğru uzattı.
Geri gelmiyor çünkü.” Gündoğumundaki serinlikle okyanusun temiz havasını derin derin içine çekti. Başı omzuna düşmüş Jack'i öptü bu kez. Dertleşmeye gereksinim mi duyuyordu yoksa? İçinden konuşmak geliyordu: “Her gün gökyüzünü, ...
Halil İbrahim Balkaş, 2015
6
Çağdaş sanat konuşmaları 2: c̦ağdaș sanatta sivil ... - Sayfa 41
izasyonu yapacaklardır ya da birilerine yaptıracaklardır vs. Burası doğru: Hafriyat meşruluk alanları içinden konuşmak istemiyor, ondan uzak durduğunu ilân ediyor. Fakat Hafriyat'ın üzerine bastığı bu zemin aslında çok kaygan.
7
İdrak ve inşa: Turgut Cansever mimarlığın iki düzlemi - Sayfa 115
Biraz ayrıntı vermek gerekirse, Tanyeli ve Yücel'in üzerinde anlaştıkları bir noktayı Tanyeli'nin dilinden aktaralım: 0(Cansever) da İslam düşüncesi içinden konuştuğu zaman da, çoğunlukla sadece İslam düşüncesinin içinden konuşmuyor; ...
Halil İbrahim Düzenli, 2009
Eğildive alnından öptü. Babalıktandaötebir şefkatle elleriniavuçladı. “Benim yaman veziriminoğlu,” diyefısıldadı, “kahramanlığı babanın elinden nede güzel aldın.” Konuşmak, konuşmak, günboyu konuşmak, susmamak istiyordu. Bütün içinden ...
9
Cimcime İle Süper Kahramanlar: Çocuk Tiyatrosu Metni - Sayfa 3
(banka oturur ve bebekle konuşmaya devam eder. Sanki kendisine cevap veriyormuş gibi ona doğru eğilir) Efendim? Alican da mı yemeğini bitirmiyor? Sen ne yapacaksın Alican'ı, o kötü bir çocuk! Joker – (çöp bidonun içinden) Hemen o ...
10
Din hayattan çıkar: antropolojik denemeler - Sayfa 91
'Saray'ın Dışını Anlatmak ya da içinden Konuşmak! Şeriat-Tarikat İkiliğine Güncel Bir Bakış İslâmiyet'te tasavvuf! geleneğin ortaya çıkmasından hemen sonra İslâm'ı esas olarak hukuki (fıkhî) bh sistem ve toplumsal yaşamı düzenleyen bir ...
用語«IÇINDEN KONUŞMAK»を含むニュース項目
国内外の報道機関が語った内容や、次のニュース項目の文脈から
içinden konuşmakという用語がどのように使われているかを調べてみましょう。
Ali Bayramoğlu
Doğal olarak, bu sert çekirdeğin içinden konuşmak, taraf olarak, patron ya da siyasetçi, bir ideoloji ya da bir hayat tarzı adına, onları savunarak taş atmak kolay ... «Yeni Şafak, 10月 15»
Ey Zulüm Karşısında Susan İlahiyatçılar!
Üzerinizdeki baskının da sadece sizlerle sınırlı kalmadığını, bizzat içinde bulunduğunuz ... Tek marifetiniz seküler bir dilin içinden konuşmak, tek derdiniz de… «Aktuel Dergisi, 5月 15»
'Dava Şuuru' neden önemlidir?
Böylesi bir değerler bütünün içinden konuşmak bir siyasal özne için her şeyden ... Oysa AK Parti, içinden geldiği Milli Görüş geleneğiyle ne şekilde ayrıştığını, ... «Akşam, 6月 14»
YAZARA MAİL GÖNDER Pazar notları: Sus ki anlaşalım!
Hatta içinden konuşmak da yardımcı olur. Ama karşılıklı konuşmak garip bir şeydir. Hiç söze dökülmese apaçık kalacak şeyleri bulandırmak ve anlaşılmaz ... «Sabah, 3月 12»