BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «ARIKLAMAK»
Temukaké kagunané saka
arıklamak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
arıklamak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Atatürk ve Türk dili 3: Atatürk devri yazarlarının Türk ... - Sayfa 1909
Kılıklardan (sıfatlardan) örnek : "Dört" ten "dörtlemek", "kırmızı" dan "kırmızılamak", "yakın" dan "yakın- lamak", "kötü" den "kötülemek", "arık" tan "arıklamak" olduğu gibi. Öğüt : "Ağrı, sancı, ekşi, eski" gibi birtakım kılıklar vardır ki bunlar bu türenin ...
2
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 53
fMaigre, faible, abattu-J Arıklama 1 (i. m-) Zayıflama, Arıklamak/ lâgar olmak. Bak: Arıklamak. [Voir- Arıklamak./ Arıklanmak Da aynı manayı i- fade eder. [Maigrir, s'uffaiblir-] Arıklatma 1 (t. m.) Zayiflat- Arıklatmakj ma, zayiflatmak, lagar etme, ...
3
Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 280
GEVİŞ, es. tr. kevmek/gevmek (gevşemek, yayılmak, arıklamak, uzanmak)ten kev-i-ş-keviş/gevişTM Ot yiyen hayvanın, yerde yayılırcasına oturduktan sonra, gövdesini gerip genişleterek aldığı besinleri yeniden ağzına götürüp çiğnemesi ...
İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991
4
Yeni Türk lûgati - Sayfa 39
Arif [s] Bilen, vâkıf aşina. Arife [i ] Bayramdan bir evvelki gün. Arık [sJEti, yağı erimiş, zayıf, lâgar. Sade, sâf, temiz, pak. Arıklamak [f] Etsiz ve lagar olmak. Zayıflamak. Arıklanmak [fl ] ba: arıklamak. Arıklatımak [f| Etsiz ve lâgar etmek. Zayıflatmak.
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
5
XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ... - Sayfa 201
(Terceman. XVI. 2, 21 ) arı kılmak : — > arı etmek. arıklamak, (anıklamak) : Zayıflamak. § Gördüm kim bir gökçek yiğit, yüzünden nur tamar, ibadetten araklamış JuÜJ. (Yüz. Ha. XIV. 66) § Gün açuk olucak semrür, bulut olsa aruklar JiJ . (Hay.
Ömer Asım Aksoy, Dehri Dilçin, 1963
6
İSLAM İKTİSAT TEORISI: THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM
Kimi kaynaklar “zky” ve “zkv” kelimelerinin aynı kökten türetildiği ve anlamlarının da aynı olduğunu ifade eder. (Tezkiye ve tavsiye etmek, artırmak, büyütmek, arıklamak, çoğaltmak. Bu kavramdan türemiş olan “zekiyye” ( يكز) çok ortaklı arazi ...
7
Armenian Loanwords in Turkish - Sayfa 51
... 670: tırtır Pulur, 78: tortor 187. p>phJR t'rik' AB 11,215-16 "dung, excrement" DS 3919 tırık (Bit, Mar, Niğ), tırıh (Art, Kars, Ezm, Van, Niğ), tırlak (Ezc) "diarrhoea / sürgün, ishal"; arıklamak (Ezc, Bit, Siv, Niğ), tırıhlamah (Art, Niğ), tırıl olmak (Burd, ...
8
Sâmiha Ayverdi ile sırra yolculuk - Sayfa 120
Burada birkaç kelime ile mürşid ve müridin ne olduğunu arıklamak ğerekir. Mürid ve mürşid ilişkisinin doğu âleminde kökü, çok eskilere dayanır. Bu ilişkinin nasıl olduğu pek bilinmez. Mürsid deyince irsad eden boca, mürid de onun talebesi ...
Cemalnur Sargut, Sadık Yalsızuçanlar, 2009
9
Türk kültür tarihine giriş: Göktürklerden Osmanlılara - 5. cilt - Sayfa 369
... urugladı", yani, "O, pamuğunu çiğitlerini ayıkladı", sözünü söylüyorlardı, Bu iş, "pamuğu temizleme" mânâsı ile de anlatıla- biliyor ve bunun için de, "kepez arıgladı", deniyordu. Bilindiği üzere angkımak veya arıklamak, "temizlemek" demektir.
10
Manas Destanı (W. Radloff) ve Kırgız kültürü ile ilgili ... - Sayfa 907
Arıklamak: Zayıflamak, çökmek. Arık yanak: Elmacık kemikleri çıkık olmayan insan. Arkar: Dağ koyunun dişisi. Arman: Sıkıntı. Asaba: Sancak, bayrak. Asıy: Beş yaşında. Asıy kara nar buğra: Beşinci yaşına basmış, kara, tek hörgüçlü deve aygırı.
Naciye Yıldız, Vasiliĭ Vasilévich Radlov, 1995
