«BOĞMAK BOĞMAK» 관련 터키어 책
다음 도서 목록 항목에서
boğmak boğmak 의 용법을 확인하세요.
boğmak boğmak 에 관련된 책과 해당 책의 짧은 발췌문을 통해 터키어 서적에서 단어가 사용되는 맥락을 제공합니다.
1
Türk kültür tarihine giriş: Göktürklerden Osmanlılara - 5. cilt - Sayfa 253
Boğmak: Boğmak, Anadolu Türk kültür tarihi bakımından, başta gelen deyişlerden biridir. Aslında eski Türkler boğmak sözünü, daha çok "gömlek düğmesi" için kullanırlardı 37). Boğmaklamak ise, "düğmelemek" mânâsına gelirdi 38).
2
Resimli Türkçe sözlük - Sayfa 88
Bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek ya da uğratmak : İltifata boğmak. boğmak (II) a. Boğum yeri. boğmaklıkuş b. a. zool. Toygar denilen kuşun bir türü. boğucu s. İnsana boğacak gibi sıkıntı veren. boğuk s. Kısılmış (ses). boğulmak (nsz) I.
Türk Dil Kurumu, Kemal Demiray, Muammer Bakr, 1977
3
45000+ English - Turkish Turkish - English Vocabulary
... throttle boğazlamak strangle boğazlarını throats boğma choke boğma strangulation boğmaca whooping boğmak asphyxiate boğmak smother boğmak suffocate boğucu choking boğucu stifling boğucu suffocating boğuk husky boğukbirsesle ...
Menşeini bilmedikleri ıztırapları şarap kadehinde boğmak istiyorlar. Boğmak ve kurtulmak, yahut boğularak kurtulmak, birbirine karıştırıyorlar. Bu karışıldığı çıkarıp düşünmekten sıyrılmakiçinde sahnedeki cırlak sese salyadöküyorlar. “Al, al,aaal ...
5
Ne söylersen bir eksik - Sayfa 51
Nigâr'ın bir de, plastik torba içinde, belli dozlarda olacak, boğmak boğmak düğümleyip ya makatında, ya vaji- jıasında belki de her iki yerde de birden taşıdığı «gogo» suydu. Nigâr «yukarı» gidip gelmeye başladıktan sonra, kibrit kutuları içinde ...
Boğmak. Bir kimsenin rüyada kendisini asarak boğduğunugörmesi, üzüntüve kedere işâret eder. Bazen birkimsenin rüyadaevinde kendisini asıp boğduğunu görmesi, o yerde ikâmet etmemesine işâret eder.
Ali Budak, Yusuf Belbağı, 2014
7
Cambridge Learner's Dictionary English-Turkish with CD-ROM
... face vvith something so that they cannot breathe boğmak, boğarak öldürmek 2 IloveI to give someone too much love and attention so that they feel they have lost their freedom (sevgiyle, ilgiyle) boğmak, sıkboğaz etmek, bunaltmak; bıktırmak; ...
Cambridge University Press, 2009
8
Hakka sığındık: işitilmedik, bir vak'a : millı̂ roman - Sayfa 96
İspanyol kelimesini işitince Veli Hazretleri komedyada Aptala çıkan bir oyuncumuzun musanna belâhetini andırır, cılız bir sesle hıçkırır gibi kesik, kesik, boğmak, boğmak bir gülme tutturdu. Aptalın ifrazatiyle salçalanan bu gülüşüne karşı ...
Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1950
9
Muharrir bu ya [yazan] Ahmed Râsim: Hazirlayan: Hikmet ... - Sayfa 429
O zamanlarda bu geçitler boğmak boğmak, dönemeç dönemeçti. Üzerlerinden iki yanlı yayalar; ortalarnda kâh yüklü, kâh yüksüz, aralıklı aralıksız öküz, manda arabaları; beyaz, siyah, doru, al at, katır; iki tarafından tıkız hurçlar sarkan eşekler; ...
, acayiplik, hususiyet, reklâm olsun diye, bu yeni içkiye mahsus icad edilmiş, mesela eski evlerimizin tahta tırabzan parmaklıkları şeklinde boğmak boğmak krome kadehleri önlerine dizdikten sonra torpil biçiminde, sımsıkı ...
