O QUE SIGNIFICA KAĞŞAMAK EM TURCO
Clique para ver a
definição original de «kağşamak» no dicionário turco.
Clique para
ver a tradução automática da definição em português.
definição de kağşamak no dicionário turco
Kağmacak Eskimek, para ser espalhado. Qualquer coisa para deixar as articulações, para jogar. / Para fazer o bem. Para enfraquecer, sentir-se fraco, enfraquecer. kağşamak Eskimek, dağılmaya yüz tutmak. / Herhangi bir şey ek yerlerinden ayrılmak, oynamak. / İhtiyarlamak. / Zayıflamak, gev şemek, güçsüzleşmek.
Clique para ver a
definição original de «kağşamak» no dicionário turco.
Clique para
ver a tradução automática da definição em português.
10 LIVROS EM TURCO RELACIONADOS COM «KAĞŞAMAK»
Descubra o uso de
kağşamak na seguinte seleção bibliográfica. Livros relacionados com
kağşamak e pequenos extratos deles para contextualizar o seu uso na literatura.
1
Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 128
... eprimek, terelmek. erimiş : erinek, eringin, suyuk. erişmek : boyalamak, utaşmak. erişte : belvat, cimcik, yayını. eriştirmek : değirmek, ölgürmek. eriyip sulanmak (kar ve buz) : kağşamak. erkân : ırıp. erkek : cürcür, gaga, geyik, kişi, kalak (kadın ...
2
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 565
[Une sorte de zoiture] Kağşama ) ( t- m-) Sert bir Kağşamak i gürültü ile yıkılmak. Çok eskimek, çok koca- yıp bunak olmak, ihtiyarlamak. [ S'ecrouler avec un grand fracas. Râsonner. ViĞillir , devenir vieux et decrepiUe.] Kağşar (t.f) Yıkılmak ...
3
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
8Zekeriyya: "Ey Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir, karım kısır ben de yaşlılığın kağşamak derecesine (son haddine) varmışken!" dedi. 9Buyurdu ki : "Öyle! Fakat Rabbin, "o Bana kolaydır, bundan önce de seni, sen hiçbir şey değilken ...
Elmalılı Hamdi Yazır, 2015
4
Yeni Türk lûgati - Sayfa 471
Kağşamak [f] Sert bir gürültü ile yıkılmak. Çok eskimek, haraba yüztutmak Çok kocayıp bunaklaşmak, pek ihtiyarlamak. Kağşar [s] Yıkılmak üzre, yıkılmağa mail, harap olmağa yüztutmuş, çökmüş. Kâh, gâh [i] Zaman, vakit. (z) Bazan, bazı defa, ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
5
Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 137
... kalas kalıç Kağızman kakaç kalastra kahk kağnı kakalamak kalay kalım kağşamak kakao kalaylamak kalımlı kağşar kakavan kalben kalımsız kâh kakıç kalbur kalm (kâh... kâh) kakım kalburlamak kalmbağırsak kahır, -im kakımak kalburüstü, ...
6
Yıllık araştırmalar dergisi - 1-3. ciltler - Sayfa 223
Kotlan - Küçük fırın (Bozüyük «Bilecik»). Kovşamak — Duvar, yapı ve buna benzer şeyler gevşemek, kağşamak (Vize «Kırklareli»). Koysalak — Ev içinde duvarlara oyulmuş kapaksız dolap (Tepelice «Bozkır - Konya») . Kozlal: — Harçsız duvar ...
Ankara Üniversitesi. Türk ve Islâm Sanatları Tarihi Enstitüsü, 1957
7
Kayseri ağzı: Sözcükler - Sayfa 25
11- Bazen (ç) olur. kağşamak : cağşamak 1 2- Bazen (k) düşer kendinden önce gelen seslinin ya da bir araya gelen iki seslinin uzun okunması biçiminde söylenir. yoksa : yoosa ne şekil : ne şeel akşam : aaşam kara kaş : karaaş ne kadar ...
8
Tarihten bugüne Başkurtlar: tarih, dil ve kültür üzerine ... - Sayfa 241
ş Şular "şunlar, bunlar", şevle "gölge", şatlık "sevinç", şayar- "oynamak, şımarmak", kavşa- "kağşamak, güçsüz kalmak", koyaş "güneş", hulış "soluk". Ön damak ünsüzleri: /, r, y, g, k. I Legnet "lanet", levke- "alevlenmek, tutuşmak", kul "el, kol", ...
A. Melek Özyetgin, A. Merthan Dündar, İlyas Kamalov, 2008
9
Turcology in Turkey: selected papers - Sayfa 32
TS 11: 794 cah;amak 'sarsılıp gevşemek, kağşamak.' DLT hı: 286 faj çahşadı, DLT ıv: 130 cah;a- 'çagıl cugul etmek, takılan sus e?yası ses vermek.' 128. cahşak DS hı: 1040 çah;ak (11) [cağ?ak (O-2] 'asınarak dokülmuş dag veya duvar yığın- ...
László Károly, Nurettin Demir, Emine Yılmaz, 2007
... dünkü çöküntünün üzerinde az biraz durmuştu. «Bre olmaz! Bre çökecek bir kağşama bırakmadık aramızda!» deyip ikinciklenmiş; «Aksilik... her hal aksilik...» deyip somurtmuştu. Somurtuşu çöküntüleri ustalığına yakıştıramayışı- naydı.
Mustafa Necati Sepetçioğlu, 1979
