Significado de "sıvaşmak" no dicionário turco

PRONÚNCIA DE SIVAŞMAK EM TURCO

sıvaşmak

O QUE SIGNIFICA SIVAŞMAK EM TURCO

definição de sıvaşmak no dicionário turco

para esmagar, esfregar, esfregar. Para chegar a um estado de licor ou escorregadio.

sıvaşmak Bulaşmak, üstüne sürülmek. / Sıvık veya sıvışık bir duruma gelmek.

TRADUÇÃO DE SIVAŞMAK

Conheça a tradução de sıvaşmak a 25 línguas com o nosso tradutor turco multilíngue.

As traduções de sıvaşmak a outras línguas apresentadas nesta seção foram obtidas através da tradução automática estatística; onde a unidade essencial da tradução é a palavra «sıvaşmak» em turco.

• Tradutor português - chinês: 以玉米粥
• Tradutor português - espanhol: papilla
• Tradutor português - inglês: to mush
• Tradutor português - hindi: गूदा को
• Tradutor português - arabe: ل الهريسة
• Tradutor português - russo: в кашу
• Tradutor português - português: para mush
• Tradutor português - bengali: জাউ করতে
• Tradutor português - francês: en bouillie
• Tradutor português - malaio: kepada bubur
• Tradutor português - alemão: zu Brei
• Tradutor português - japonês: ドロドロに
• Tradutor português - coreano: 값싼 감상 에
• Tradutor português - javanês: kanggo mush
• Tradutor português - vietnamita: chuyện lãng mạn
• Tradutor português - tâmil: கஞ்சி
• Tradutor português - marata: भावुकपणा करण्यासाठी
• turco: sıvaşmak
• Tradutor português - italiano: in poltiglia
• Tradutor português - polonês: na papkę
• Tradutor português - ucraniano: в кашу
• Tradutor português - romeno: la terci
• Tradutor português - grego: να σαχλαμάρα
• Tradutor português - africâner: om sentimentaliteit
• Tradutor português - sueco: till mush
• Tradutor português - norueguês: til mush

10 LIVROS EM TURCO RELACIONADOS COM «SIVAŞMAK»

Descubra o uso de sıvaşmak na seguinte seleção bibliográfica. Livros relacionados com sıvaşmak e pequenos extratos deles para contextualizar o seu uso na literatura.

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 937

sıvaşmak 937 sızmak sıvaşmak (-e) 1 üstüne sürülmek, bulaşmak yapışmak. 2 (nsz) sıvışık, yapışkan bir duruma gelmek sıvaştırmak (-i) 1 üstüne sürmek, bulaştırmak 2 sıvışık, cıvık, yapışkan bir duruma getirmek sıvazlamak (-i) 1 elini bir şeyin ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Yeni yazım (imlâ) kılavuzu - Sayfa 203

... sıradağ sıva sıralaç sıvacı sıralamak sıvalamak sıralı sıvalı sıraholuş sıvama sırasıyle sıvamak sırasız Sıvas sırat, -tı Sıvaslı Sırbistan sıvaşmak sırça sıvaştırmak sırdaş sıvazlamak sırf sıvı sıvık sidikyolu, -mı silecek simetri sıvındırmak sidikzoru, ...

Türk Dil Kurumu, 1970

Türkiye halkının kültür kökenleri: teknikleri, ... - Sayfa 734

Bu, her otuzüç kamerî yılda kaybolan bir malî seneye verilen ad olup sıvış, sekte, idgam (Arap gramerinde birbirinin eşi olan iki harfi tek yazıp şedde ile okuma), hazf demek olan sıvışmak (bulaşmak, yayılmak, sıvaşmak) maşlarından gelir.

Burhan Oğuz, 2005

Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 200

... -ti sıklık sıralaç sıralamak sıvama sıvamak sicilli Sicilya sıkma sıralı SlVÛS sicim sıkmaç sıkmak sık sık sıralıoluş Sıvaslı sıvaşmak sıvaştırmak sıvazlamak sideroz sidik sidikkavuğu, sırasız sırat, -tı sıla Sırbistan sıvı sidikyolu, -nu -nu sımak sırça ...

Türk Dil Kurumu, 1965

Yeni yayınlar - 17. cilt - Sayfa 139

Batı müziğini koklamak, doğu müziğini devşirmek, halk müziğine sıvaşmak ancak yolları değiştirir, yönü değiştiremez: «ÇengL> den, son nefesinde «Ya Allah» demesini İsteyiniz. O, yallah, yallah» diye gidecektir!.. YÜRÜYÜŞ Bir ilkokul ...

Şahap Nazmi Coşkunlar, 1972

Kocakurt: roman - Sayfa 271

Kıyılardan denize doğru uzanan büyük çimento borulardan o biçim pislikler püskürür. Lâkin karılar ve oğlanlar, bu denizi pek beyenir. Denizin gari bilmem, nesi tatlı geliyorsa, günde iki fasıl, sabah ve ikind, vakti denize girip püsüre sıvaşmak ...

Ahmet Say, 1976

Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 598

Sıvanmak, sıvatmakTM SIVAMAK II., es. tr. suv (su)dan sıva/sı- vamak (anlam genişlemesiyle: kolları dirseklere değin çekip yıkamak.). Kolları sıvadı (işe girişti, anlam genişlemesi). Sıvanmak (işe girişmek için derlenip toparlanmak), sıvaşmak ...

İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991

Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmıyan kelimeler - Sayfa 623

(D. L. T.) savaşmak: Sıvaşmak, sıvanmak, bulaşmak. Yerken ağzıma suvaştı. Bütün üstüme suvastı. sn vurmak: Hıyar, domates, patlıcan gibi şeyler daha kökün üzerinde iken bir tarafından çürümek. § Abjürüft [Fa.] : Su urmuş ve hışırlanmıy ve ...

Ömer Asım Aksoy, 1946

Yazılı Türkçenin kelime sıklığı sözlüğü - Sayfa 412

... sırat 1 sırdaşlık 1 sırık domatesi 1 sırıtış 1 sırma saç 1 sımaşık 1 sırnaşmak 1 sırsız 1 sırt sırta 1 sıtmalanmak 1 sıtmalı 1 sıvacı 1 sıvaşmak 1 sıvılaşmak 1 sıvılaştırmak 1 sızdırılmak 1 sidiklik 1 siftah 1 siftah etmek 1 sigara kâğıdı 1 sigortalanmak ...

İlyas Göz, 2003

Kırımlı Türk şair ve bilgini Bekir Sıdkı Çobanzade - Sayfa 85

Bütün Tatar mallesi serilgen suvga Bahşışın yollay Sıvaş'ka, kart Azav'ga.. Aşadan kele birevi agımga karşı.. " Ah demesem kaltiyim ?." Tatar yaşı. Kolın dayay fenerge, öküre, kusa, Bir koluna kene de şişesin kısa. Adımlay selge, cıgıla, aylanıb ...

İsmail Otar, ‎Bekir Sıdkı Çobanzade, 1999