Significado de "sokranmak" no dicionário turco

PRONÚNCIA DE SOKRANMAK EM TURCO

sokranmak

O QUE SIGNIFICA SOKRANMAK EM TURCO

definição de sokranmak no dicionário turco

para resmungar, relutar em ver o trabalho.

sokranmak Söylenmek, homurdanmak, isteksiz iş görmek.

TRADUÇÃO DE SOKRANMAK

Conheça a tradução de sokranmak a 25 línguas com o nosso tradutor turco multilíngue.

As traduções de sokranmak a outras línguas apresentadas nesta seção foram obtidas através da tradução automática estatística; onde a unidade essencial da tradução é a palavra «sokranmak» em turco.

• Tradutor português - chinês: 屁股
• Tradutor português - espanhol: culo para
• Tradutor português - inglês: butt to
• Tradutor português - hindi: बट
• Tradutor português - arabe: بعقب ل
• Tradutor português - russo: прикладом в
• Tradutor português - português: bunda para
• Tradutor português - bengali: sokran Mak
• Tradutor português - francês: fesses pour
• Tradutor português - malaio: sokran Mak
• Tradutor português - alemão: Hintern zum
• Tradutor português - japonês: 尻へ
• Tradutor português - coreano: 에 엉덩이
• Tradutor português - javanês: sokran Mak
• Tradutor português - vietnamita: mông để
• Tradutor português - tâmil: sokran mak
• Tradutor português - marata: sokran MAK
• turco: sokranmak
• Tradutor português - italiano: culo per
• Tradutor português - polonês: tyłek do
• Tradutor português - ucraniano: прикладом у
• Tradutor português - romeno: cap la cap pentru a
• Tradutor português - grego: άκρη για να
• Tradutor português - africâner: boude te
• Tradutor português - sueco: ände till
• Tradutor português - norueguês: rumpe til

10 LIVROS EM TURCO RELACIONADOS COM «SOKRANMAK»

Descubra o uso de sokranmak na seguinte seleção bibliográfica. Livros relacionados com sokranmak e pequenos extratos deles para contextualizar o seu uso na literatura.

Muḥākemetü'l-luġateyn - Sayfa 142

(ağ.) sokur sokur etmek "söylenmek, homurdanmak, gönülsüz iş görmek" (DS 3660), sokurdan- "id." (loc.cit.) < sokur+da-n-. Bkz. Çağ.: Seng. 245r. 16 sokranmak "be-Türkî-Rümî âheste der-zîr leb ... hürmet suhan güften ve lund lund kerden", ...

F. Sema Barutçu Özönder, 1996

Uluslararasi Türk Dili Kongresi, 1988 - Sayfa 252

fıkramak * firkımak176 ökren * örken177 sokranmak * sorkanmak176 tekrar * terkeO79 81. -kVr-*-rVk- çaykara * çayrakii0 samakar * samarak]Sİ 82. -ks- * -sg- eksilmek * esgilmekm öksemek * ösgemeklii öksüz * ösgüz1*4 yükselmek ...

Kurumu. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yük, Türk Dil, 1996

Karadeniz: ansiklopedik sözlük - 2. cilt - Sayfa 1034

Kızgınca, memnuniyetsizce mırıldanmak (Ordu, Giresun); kendi kendine söylenmek, homurdanmak (Şebinkarahisar) Ş 133; sokranmak AC 345 (Giresun); sor- kanmak (Ordu) Anadolu'da sokranmak SD 1240 (Seyhan, Konya, Sivas, Tokat, ...

Özhan Öztürk, 2005

Kayseri ağzı: Sözcükler - Sayfa 525

sokranmak Homurdanmak, memnun kalmama, birisinin canını sıkması durumunda kendi kendine söylenmek. "Gönlü yavuz ağlayu geldi evine Çoksokrandı kakıdı sanemine." (Yusuf ve Zeliha. XIII. 60) "Benî-Tay Arabının Seyyitleri sokrandılar, ...

Kâzım Yedekçioğlu, 1989

Sarı Defterdekiler: Folklor Derlemeleri

Zeytun: Kahramanmaraş'ın ilçesi Süleymanlı'nın eski adı. * Konalga: Konakyeri. * Evde: Çadırda(burada). * Kamalak:Sedirağacı. * HAN MAHMUT Bir memlekette bir padişah vardı. Günlerden birgünbununbir oğlu. Sokranmak: Söylenerek ...

Yaşar Kemal, 1997

Türkçede ses yansımalı kelimeler: inceleme, sözlük - Sayfa 612

(yara) Zonklamak. (-Sv) DS sohur sohur etmek Kendi kendine söylenmek. (Sögüt -Dz) DS sokkuldamak Zonklamak. (-Ezm) DS sokoldamak (yara) Zonklamak. (-Ezm) DS sokranmak 1. Homurdanmak, söylenmek, gönülsüz is, görmek. (Çal -Dz ...

Hamza Zülfikâr, 1995

Dik bayır: roman - Sayfa 228

Zamanlı zamansız borularını öttürüp duruyorlardı.. Bu yönden varlıklı, varlıksız en gönlü geniş Mahmut'tu. Bir kısır inek vardı küçük ahırlarında. Anası da ikide bir: «Yemez olasıca, üç yılın ikisini kısır geçirir,» der, sokrana sokrana önüne yarım ...

Abbas Sayar, 1977

Mahmut ile Nigâr hikâyesi üzerine karşılaştırmalı bir ... - Sayfa 112

Kendi kendine sokrana sokrana geliyor. Hasan Ağa bunları alıp geldi, divandan içeri soktu. Bunlar paşayı selamladı, durdu. Hasan Ağa geçip yerine oturdu. Paşa; - Neye geri geldiniz oğlum? Ben sizi nereye gönderdim? Hasan Ağa kalktı ...

Doğan Kaya, 1993

Geçmişteki Yozgat, 1955-1997 - Sayfa 149

... kalbi kırılmazdı. Birde bakmışsınız ki, at arabaları ile çekilen çöpler toplanmaya başlar. Çöpçü Ali ağa çöp sepetlerinin dışına çöp atanlara sokrana sokrana çöpleri toplar. Topal Hamza'nın dükkanı önündeki galvenizle kapalı varillerden 149.

Temel Sönmez, 1997

Gurbet sofrası: roman - Sayfa 66

Sokrana sokrana dönüp indiler aşağı. Dört delik açıp çıktılar yukarı matkaplar. Arif, açılan sekiz deliğe bakarken, matkaplar yukarda «bize yaptırdığın işi beğendin mi?» diyorlardı sanki tepesinde. Yanı başındaki demir talaşların içine gömdü ...

Özdemir Başargan, 1979