CĂRȚI ÎN TURCĂ ÎN LEGĂTURĂ CU «FAÇETALI»
Descoperă întrebuințarea
façetalı în următoarea selecție bibliografică. Cărți în legătură cu
façetalı și extrase din aceasta pentru a furniza contextul de întrebuințare al acestuia în literatura Turcă.
1
Instanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü dergisi
Bu façetalı yamaçlar âdeta cetvel ile çizilmiş kadar düz bir hat boyunca doğuya doğru uzanır ve İznikin güneyinde de devam eder. Façeta şekli, çok yeni bir fay ile alâkalı olduğuna şüphe edilemiyecek kadar karakteristiktir ve henüz sellerle ...
İstanbul Üniversitesi. Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü, 1956
2
Bir Dinozorun Gezileri:
Ama oradakaldığı zaman,yaşambüsbütün renklenirdi. Nimet Arzık, şaşırtıcı, hem de çok şaşırtıcı bir kadındı. Annem Şefika, beklenmedik değişikyanları olan insanlar için “çok façetalı” derdi. “Façeta” elmasın tıraş edilen kısımlarına verilenadmış ...
3
Arkeoloji ve sanat - 24. cilt,106-111. sayılar - Sayfa 19
İçe dönük ağızlı, façetalı örneklerde iç yüzeyde ağız altından itibaren astar atılmamıştır. Bu kısımda düzeltme izleri görülmektedir. Dış yüzeyde sert açkı izleri saptanmıştır. Bezemeler genellikle kabın dış yüzündedir (Resim: 1, 2). Astar üzerine ...
4
Türkçedeki yabancı sözcükler sözlüğü - Sayfa 114
2) döverek, hırpalayarak görünüşünü, kılığını bozmak. façeta a. İt. elmasın yontulmuş yüzlerinden her biri. eş. faseta. façetalı s. İt. T. 1 üzerinde façetaları bulunan, yontulmuş olan (elmas). 2 üzerinde çentikler oluşan (çakıl vb.). façuna a. It. den.
5
Fahrenheit 451 - Sayfa 53
Aşağıda, köpek, inanılmaz sekiz böcek ayağının üzerine çökmüş, kendi kendine homurdanıyordu, façetalı gözleri ise huzur bulmuştu. Montag atlama deliğinin yanında durdu, korkusunun geçmesini bekliyordu. Arkasındaki masada dört adam ...
6
Bir dinozorun gezileri: yaşantı - Sayfa 52
Annem Şefika, beklenmedik değişik yanları olan insanlar için "çok façetalı" derdi. "Façeta" elmasın tıraş edilen kısımlarına verilen admış. Nimet Hanım da çok façetalıydı. Bir bakardınız, birini, acımasız bir ironiyle yerin dibine batırır, rezil ederdi.
7
Günlüklerin ışığında Tanpınar'la başbaşa - Sayfa 97
"Ve zikrolunan evraktan arabaya dair olan fıkra eğerçi hakikati vechle yazılıp fakat arabacı tahtının iki tarafındaki alâmetlerin mücevher olması sahîh değil ise malum ve alelade olmaları burada gümüş elmas fase- talı (façetalı) ışık bayağı ...
İnci Enginün, Ahmet Hamdi Tanpınar, Zeynep Kerman, 2007
8
Hind edebiyati - Sayfa 70
Her kelime bin bir façetalı bir elmas, her façetada ayrı bir pırıltı. Bu Hindli Ovid'in çok gençken yazdığı uzunca bir şiir daha var : Mevsimler (Ritusamhara). Zarif bir kartpostal albümü bu. Eseri Fransızcaya çeviren (St. Oberlin) «öyle sayfalar var ...
9
Tıbbî entomoloji: tıbbî önem taşiyan Arthropodal̓arm ... - Sayfa 269
Bundan başka, erişkinlerde, genel olarak, bir çift façetalı (Facetta) göz vardır. Bazı türlerde ise, 2-3 çift küçük alın gözü (Ocelle) görülmektedir. (Şekil: 145). Göğüs üç halkadan yapılmıştır. Sıra ile I. Prothorax (ön göğüs), II. Mesethorax (orta ...
10
Topkapı sarayında yaşam - Sayfa 140
lerinden çıkanlarda görülür. öbür odadaki yaldızlı kemer sarkıtmalarına benzer biçimlerin yerini burada, çeşitli renklerden bazı taşlarla, façetalı yontulmuş, kuvartzdan büyük yuvarlar almıştır. Ve bu zengin karışım çok hoş bir etki yapar.
Jean-Baptiste Tavernier, Perran Üstündağ, 1984
