CERAI SÖZCÜĞÜ MALEZYA DILI DİLİNDE NE ANLAMA GELİR?
Malezya Dili sözlükte «cerai» sözcüğünün
özgün tanımını görmek için tıklayın.
Tanımın Türkçe diline
otomatik çevirisini görmek için tıklayın.
Malezya Dili sözlükte cerai sözcüğünün tanımı
boşanma 1. ayrılma; 2. evli bir çift olarak değil, kocalar olarak ilişkileri kopar, Talak: hiçbir şey yapamaz ama kocasını sorup kocasını evlendirsin; ~ süt emmeyi bıraktı; ~ karı koca arasında boşanma değil (boşanma, arazide altı ayda, denize bir yılda, haberi duymazsa boşalıyor); ~ ölen biri arasında boşanmış eş; boşandı 1. birleşik (karışık, toplanmış, bir arada) tekrar, ayrılmış, bölündü: bu gece biz kampdık, yarın gece ~; 2. ilişkileri veya bağlılıklarını eş olarak bıraktı: zorla evlendirmeye zorlananlar da sonuçta; ~ süt emmeyi bıraktı; ~ şaka, evlenmemiş, refakatsiz, kötü niyetli olmayan, yetkisiz kadın cinsiyeti (fahişelik gibi) yok; boşanmış, boşanmış, bölünmüş; Boşanma 1. = Divest a) Artık hiçbir birleştirme yapın (birleşin, ilişki kurmayın): Amca'nın ruhu amcanın bedeniyle boşaltılacaktır; kafamın vücudumla boş bırakmasına izin ver; b) boşanma (kavga, güreş vb.); 2. İlişki hakkında karı koca olarak karar verin, boşanma (işkence) boşanma: Dollah, acem olsun, o yüzden karısıdır; 3. dur (çocuğun damlaması), sütten kesilme, yalan söyleme; dağılmak veya boşanmak, ayırmak: haşlanmış iki çatal kullanın; Ayrık, açıklanamayan, izole edilmiş: soruşturma için maddeler ~ burada ve orada konuş; alt bölüm 1. kısmi veya küçük hüküm (hukuk, iade, sözleşme vb.); 2. diğer kısımlardan, paragraflardan dağılmış görünen yazı parçaları (baskı vb.); boşanma 1. ayrılma, bölünme; 2. Boşanma hakkında bir açıklama (eş arasında); boşanma (boşanma) cerai 1. pisah, sarak; 2. tidak sbg suami isteri lagi, sudah putus perhubungan sbg suami isteri, talak: ia tidak dapat berbuat apa- apa selain meminta ~ dan menyuruh suaminya mengahwini gadis itu; ~ susu sudah berhenti menetek; ~ taklik cerai antara suami isteri dgn janji (spt gugurnya talak dgn sendiri kalau di darat enam bulan, ke laut setahun, berita tidak kedengaran); ~ tembilang cerai antara suami isteri kerana salah seorang meninggal; bercerai 1. tidak bersatu (bercampur, berkumpul, bersama) lagi, berpisah, berpecah: malam ini kita berkampung, malam esok kita~; 2. terputus hubungan atau pertalian sbg suami isteri: mereka yg menjalani perkahwinan yg dipaksa-paksa spt itu, ~ juga akhirnya; ~ susu berhenti menetek; ~ tidak bertalak, bernikah tidak berkadi= ~ tidak bertalak, kembali tidak berkadi prb perhubungan jenis lelaki perempuan yg tidak sah (spt pelacuran dll); bercerai-cerai, bercerai-ceraian berpecah-pecah, berpisah-pisah; menceraikan 1. = memperceraikan a) menjadikan tidak bercantum (bersatu, berhubungan) lagi: jiwa paman akan beta ceraikan dgn badan paman; baiklah kepalaku perceraikan dgn badanku; b) meleraikan (orang bergaduh, bertumbuk, dll); 2. memutuskan perhubungan sbg suami isteri, menggugurkan (menjatuhkan) talak: Dollah kena acum, sebab itulah dia ~ isterinya; 3. memberhentikan (anak drpd menetek), menyapih, menyarak; mencerai-ceraikan menjadikan atau menyebabkan bercerai-cerai, memisah-misahkan: gunakan dua garpu utk ~ daging yg telah direbus; tercerai terpisah, tidak terkumpul, terasing: bahan-bahan utk penyelidikan itu ~-cerai di sana sini; ceraian 1. bahagian atau fasal kecil (dlm undang-undang, penyata, surat perjanjian, dll); 2. bahagian drpd tulisan (cetakan dll) yg nampak tercerai drpd bahagian lain, perenggan; perceraian 1. perpisahan, perpecahan; 2. perihal (kejadian) bercerai (antara suami isteri); penceraian perihal (perbuatan) menceraikan.
Malezya Dili sözlükte «cerai» sözcüğünün
özgün tanımını görmek için tıklayın.
Tanımın Türkçe diline
otomatik çevirisini görmek için tıklayın.
