TEPAT SÖZCÜĞÜ MALEZYA DILI DİLİNDE NE ANLAMA GELİR?
Malezya Dili sözlükte «tepat» sözcüğünün
özgün tanımını görmek için tıklayın.
Tanımın Türkçe diline
otomatik çevirisini görmek için tıklayın.
Malezya Dili sözlükte tepat sözcüğünün tanımı
sağ 1. (yönü, amacı), düz: başından güneşin bir gölgenin gölgesi; 2. hedefinden (amacından) sapmadı, haklıydı: elleri titredi ve bu ayları ateşleyemedi; 3. az ya da çok yok (zaman vb.), Anlaşmazlık yok, tam olarak: saat on gibi Singapur'daki Kuala Lumpur tren istasyonu hareket etmeye başlıyor; ~ öğlen; 4. artık hatalı değil (tahmin, tahmin), doğru eşleşme: tahmini bir kez; 5. Uygun ve uygun (kurallar, eleştiriler vb.), Tam olarak: disipline uyulmayla mücadele edilmelidir. 6. Doğru olmak (cevaplar, sözcükler, vs.), doğru: Bence hepimiz Doğu Sahili'ndeyken hep şaşkına çevireceğimizi söylüyorsam; 7. eğik değil veya eğik (açılı), tam olarak 90 derece: bir köşe yapmak ~; tam olarak 1. gerçekten, yasal olarak yasal olarak; 2. açıkça; tesadüf 1. eşit (zaman), tam zaman alıcı (bir şey): mektup ~ arkadaşlarının gelişi içindir; 2. eşit derecede doğru (ile), yanlış veya farklı (drpd), eşleşme (ile): kitabın içeriği; müfredat ile; 3. Tesadüfen çakışıyor, çakışıyor; en hızlı 1. düz, düz, kadar (nerede olduğu anlaşılacağı): Seremban'a giden bu yol; 2. = takınmak, gitmek, gitmek; 3. (geceleme vs için) devam edin; toplantı 1. (vaat, söz, vb.) yapışkanlık, deşarj değil inkar etme: her zaman olmayan, sözü ikiyüzlü olan ve cehenneme dönecek olan kişi; 2. çarpılamaz, çarpıtılmaz (farklıdır): İsmail Hüseyin'in iyi yazılmış edebi ya da eleştirel ve analitik düşünce, bu çalışmada bir deneme terimidir; sıkıştırmak 1. hassas, eşitlemek, eşleştirmek; Doğru adres, doğru adres (mektup vb.); 3. = Doğru hale getir, iyileştir; 1. Gelecek yer veya kişi (gece geçirmek vs.): akrabaları yoktur, elbette Leman'ın akrabalarının evine getirilir; 2. İnsanların yardım istediği bir yer (sığınma evi vs), sığınma evi; 3. İnsanlar bir araya gelir ve vs. ~ ruh severler, kalpler; bakış açısı; kesin ya da hassas hassasiyetin doğruluğu: Malacca'yı muhafazadan kurtarmak onun kehanetiydi; ~ Sınıflamaya dayanan bütün sonraki çalışmalar; raslantı doğruluğu, raslantı; denk tesadüf (zaman vs): Ayrıca bu hikayemizde çoğumuz var; hızlandırmak (hızlandırmak, uymak) için eylemin veya hareketin belirlenmesi; doğru olanın bağlayıcısı; Karıştırıldığında iki açı açısı 90 derece açılardır. tepat 1. betul (arahnya, tujuannya), lurus: memang sudah buntarlah bayang-bayang kerana matahari ~ di atas kepala; 2. tidak menyimpang drpd sasarannya (tujuannya), kena benar: tangannya terketar-ketar dan tidak dapat menembak bulan-bulan itu dgn ~; 3. tidak kurang dan tidak lebih (waktu dll), tidak berselisih sedikit pun, betul-betul: ~ pd pukul sepuluh malam, kereta api mel dr Kuala Lumpur ke Singapura mulai bergerak; ~ tengah hari; 4. tidak bersalahan lagi (dugaan, ramalan), betul, cocok: ramalannya memang ~ sekali; 5. sesuai dan patut (peraturan, kritikan, dll), jitu: tindakan yg ~ hendaklah diambil terhadap mereka yg tidak mematuhi disiplin bekerja; 6. kena benar (jawaban, perkataan, dll), betul: saya rasa memang ~ kalau saya mengatakan bahawa kita akan sentiasa kagum apabila berada di Pantai Timur; 7. tidakcakah atau tirus (sudut), betul-betul 90 darjah: jadikan penjurunya~; tepatnya 1. sesungguhnya, betulnya, sahnya; 2. tegasnya; bertepatan 1. bersamaan dgn (waktunya), betul-betul kena waktunya dgn (sesuatu): surat itu sampai ~ dgn kedatangan sahabat-sahabat; 2. sama benar (dgn), tidak bersalahan atau berlainan sama sekali (drpd), cocok (dgn): kandungan buku itu ~ dgn sukatan pelajaran; 3. = berketepatan kebetulan pula, berkebetulan; menepat 1. langsung ke, terus ke, sampai (ke tempat yg dimaksudkan): jalan ini ~ ke Seremban; 2. = menepati menuju ke, pergi ke, menujui; 3. terus pergi ke (utk bermalam dll); menepati 1. berpegang teguh pd (janji, kata, dll), tidak memungkiri, menunaikan: orang yg sentiasa tidak ~ janji itu, tanda munafik, dan akan ke neraka bulat-bulat; 2. bertepatan dgn, tidak bersalahan (berlainan) drpd: tulisan-tulisan Ismail Hussein baik yg bersifat kajian sastera mahupun yg memuatkan pemikiran kritis dan analitisnya, adalah ~ istilah esei dlm kajian ini; menepatkan 1. menjadikan tepat, menyamakan benar, mencocokkan; 2. menujukan tepat-tepat, mengalamatkan (surat dll) kpd, mengarahkan; 3. = mempertepat menjadikan betul, memperbaiki; tepatan 1. tempat atau orang yg didatangi (utk menumpang bermalam dll): kaum kerabat ~nya tidak ada, tentu saja dia dibawa ke rumah kaum kerabat Leman; 2. orang tempat meminta pertolongan (perlindungan dll), tempat bernaung; 3. tempat orang datang berkumpul-kumpul dll; ~ jiwa kekasih, buah hati; ~ pandang yg diperhatikan; ketepatan perihal tepat, atau bertepatan dgn sesuatu, kejituan: ~ ramalannya itu bertanggungjawab menyelamatkan bandar Melaka drpd kepungan tersebut; ~ semua kajian yg selanjutnya bergantung pd ~ pengklasifikasian; berketepatan berbetulan, kebetulan; pertepatan persamaan (waktu dll): terdapat pula oleh kita banyak~ berlaku dlm cerita ini; penepatan perihal atau perbuatan dsb menepatkan (menepat, menepati); penepat sesuatu yg menjadikan tepat; sudut ~ dua sudut yg apabila dicampurkan merupakan sudut 90 darjah.
Malezya Dili sözlükte «tepat» sözcüğünün
özgün tanımını görmek için tıklayın.
Tanımın Türkçe diline
otomatik çevirisini görmek için tıklayın.
