Bedeutung von "hâlsiz" im Wörterbuch Türkisch

AUSSPRACHE VON HÂLSIZ AUF TÜRKISCH

hâlsiz

WAS BEDEUTET HÂLSIZ AUF TÜRKISCH

Definition von hâlsiz im Wörterbuch Türkisch

unerfülltes Hâli, ohne Kraft, erschöpft, ohne Dharma, ohne Verstand.

hâlsiz Hâli, gücü olmayan, bitkin, dermansız, takatsiz.

ÜBERSETZUNG VON HÂLSIZ

Erfahre, wie die Übersetzung von hâlsiz auf 25 Sprachen mit unserem mehrsprachigen Übersetzer Türkisch lautet.

Die Übersetzungen von hâlsiz auf andere Sprachen, die in diesem Bereich vorgestellt werden, sind zustande gekommen durch automatische statistische Übersetzung, wobei die Basiseinheit der Übersetzung das Wort «hâlsiz» in Türkisch ist.

• Übersetzer Deutsch - Chinesisch: 呆滞
• Übersetzer Deutsch - Spanisch: lento
• Übersetzer Deutsch - Englisch: sluggish
• Übersetzer Deutsch - Hindi: सुस्त
• Übersetzer Deutsch - Arabisch: كسول
• Übersetzer Deutsch - Russisch: вялый
• Übersetzer Deutsch - Portugiesisch: lento
• Übersetzer Deutsch - Bengalisch: মন্দ
• Übersetzer Deutsch - Französisch: léthargique
• Übersetzer Deutsch - Malaysisch: lembap
• Übersetzer Deutsch - Deutsch: träge
• Übersetzer Deutsch - Japanisch: 低迷
• Übersetzer Deutsch - Koreanisch: 부진한
• Übersetzer Deutsch - Javanisch: sluggish
• Übersetzer Deutsch - Vietnamesisch: chậm chạp
• Übersetzer Deutsch - Tamil: மந்தமான
• Übersetzer Deutsch - Marathi: आळशी
• Türkisch: hâlsiz
• Übersetzer Deutsch - Italienisch: lento
• Übersetzer Deutsch - Polnisch: powolny
• Übersetzer Deutsch - Ukrainisch: млявий
• Übersetzer Deutsch - Rumänisch: lent
• Übersetzer Deutsch - Griechisch: βραδύς
• Übersetzer Deutsch - Afrikaans: trae
• Übersetzer Deutsch - Schwedisch: trög
• Übersetzer Deutsch - Norwegisch: svak

10 BÜCHER, DIE MIT «HÂLSIZ» IM ZUSAMMENHANG STEHEN

Entdecke den Gebrauch von hâlsiz in der folgenden bibliographischen Auswahl. Bücher, die mit hâlsiz im Zusammenhang stehen und kurze Auszüge derselben, um seinen Gebrauch in der Literatur kontextbezogen darzustellen.

Şuhutlu Emin Ağabey:

Bedeni halsiz olduğu gibi, başı da ağrıdan zonklamaktadır. Bir bardak su içer ve derin derin nefes alıp vererek kendisini toparlamaya çalışır. Gözünün kararması, bakışının bulanması, başının zonklaması biraz geçince oradakilere derse devam ...

Murat SERTESER, 2015

Azerbaycan Türkçesi sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 603

Halsız sıf. Zayıf, hâlsiz, takatsiz, dermansız, yorgun. Halsız düşmek Takatsiz, dermansız olmak. Halsız sıf. ar. 1- Beni olmayan. 2- Lekesiz. Halsızca zar. Hâlsiz, dermansız durumda, hâlde. Halsızlığ is. Hâlsiz, takatsiz, dermansız adamın hâli, ...

Seyfettin Altaylı, 1994

Chopin: Tuşlara Adanmış Bir Yaşam

Ağustos sonunda doktorlar bir kez daha kapsamlı bir muayene sonrasında tıbbi olarak yapılacakların sonuna gelindiğini yinelemekle yetindiler. Bedeni çok halsiz olduğu için daha sıcak bir iklime yolculuk yapması söz konusu değildi ancak ...

Aydın Büke, 2010

İsmail Gaspıralı: Roman ve hikâyeleri - Sayfa 269

Hâlimden başıma gelenlerden bahsedip, otuz-kırk gün hâlsiz bulunmuş olduğumu usûl ile anlatmaya gayret eder idi. Hâlsizlik dediği ne gibi hâlsizlik olduğunu tayin edemiyor ise de Darürrahat'ın vücudu (varlığı) hususunda gönlüme bazı ...

İsmail Bey Gasprinski, ‎Yavuz Akpınar, 2003

45000+ English - Turkish Turkish - English Vocabulary

halk popularly halka annulus halka collet halka ring halkalar rings halkoylaması plebiscite halktanolankimse commoner halletmek untie halojen halogen halojen tuzu halide halsiz prostrate halsiz rundown halsiz sluggish halsizlik debility ...

Gilad Soffer, 1964

Şeyhülislâm İshak ve dı̂vânı: - Sayfa 357

... olunmazken lisân-ı hâlsiz Hall-i 'ıkd-i çîn-i zülf olsun mı kîl ü kâlsiz 2 Yâd-sâzî-i 'izâr-ı âteşînin şâm-ı gam Şu'le-nâk itdi fetîl-i âhımı iş'âlsiz 3 Rû-nümâ olsun mı mir'ât-ı dil-i pür-jengden Nakş-ı şîrîn-şehd-i şâdâm safâ-yı bâlsiz 4 Nokta-i şekdir ...

İshak Efendi, ‎Muhammet Nur Doğan, 1997

Dede Korkut (Gençler İçin Seçme Eserler- 9):

Kazan'ın kardeşi Kara Göne Tepegöz'ün elinde hâlsiz düştü. Düzen oğlu Alp Rüstem şehit oldu. Daha nice Oğuz yiğidi hayatından oldu. Tepegöz, Aksakallı Aruz Koca'ya kan kusturdu. Oğlu Kıyan Selçuk'un ödü koptu. Oğuzlar, Tepegöz'le ...

Selim Hancıoğlu, 2015

Hayatu's Sahabe (2. Cilt):

410 SahabeninSevap KazanmaArzusu Abdullah b.Amrb.Âs (radıyallahu anh) anlatıyor: Peygamberimiz ile sahabe, Medine'ye teşrif buyurduklarında, MuhâcirlerMedine sıtmasına yakalanıp hâlsiz düştüler. Allah, Peygamberini korudu ...

M. Yusuf KANDEHLEVİ, 2014

Bir Mikrobun Günlüğünden:

İyice hâlsiz düştü. Morali bozuk. Her şeye içerliyor. Annesinin hasta olduğunu öğrendi. Memlekete gitmek için iş yerinden izin aldı. Çok üzgün olduğunu söylememe gerek yok. O, annesini çok sever. Ona bir şey olacak diye ödü kopuyor.

Sara Gürbüz Özeren, 2015

Deyimler Sözlüğü: Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi

... çok mutluolma. iki bükülmek: 1. İkibüklümolmak, ikikat olmak,ağıriş veya sıkıntı yüzündenbeli bükülmek, hâlsiz düşmek. 2. Birinin karşısında kendi seviyesini küçültmek, yaltaklanmak yalakalık etmek. iki cahan ovarrası: Aşağı tükürsen sakal, ...

Mehmet Kara, ‎Mehmet Nebioğlu, ‎Cihan Dinar, 2014