10 BÜCHER, DIE MIT «SALLASIRT ETMEK» IM ZUSAMMENHANG STEHEN
Entdecke den Gebrauch von
sallasırt etmek in der folgenden bibliographischen Auswahl. Bücher, die mit
sallasırt etmek im Zusammenhang stehen und kurze Auszüge derselben, um seinen Gebrauch in der Literatur kontextbezogen darzustellen.
1
Örnekleriyle türkçemizin açıklamalı büyük deyimler sözlüǧü ...
«Beyoğlunda kriptogamı üzerinde cenaze nakline mahsus ve bayağı tekerlekli kriptogam demeye şayan olan arabalar niçin salma deve gizi geziyor?» Diyojen. SALLA SIRT ETMEK : Sırtma atmak, yüklenmek. «Çalan çırpan hangisi, salla sırt ...
Hamidoğlu Fethi Gözler, 1975
2
XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ...
(Aks. XVII - XVIII. 2, 142) § Âvîze ojyT [Fa.] : Kulak salkımı ,^İL» Jl/ y. (Lû.Şeh. XVIII. 4-1) salkum küpe : — *□ salkım küpe. salla omuz etmek : Sallasırt etmek. § Salla omuz edüp v>*d' J_r*' derya-yi muhitin ortasmda bir ada içre koyup... (Hamza.
Ömer Asım Aksoy, Dehri Dilçin, 1971
3
Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 316
Sallasırt etmek: Sırtına almak, yüklenmek. Salma deve gibi gezinmek: Ağır ağır ve çevresini rahatsız edecek biçimde dolaşmak. Salma gezmek: Başıboş hayvan gibi dolaşmak. Salta durmak: (Köpek için) Arka ayakları üzerinde kalkmak.
4
Yeni Türk lûgati - Sayfa 939
Sallasırt [h ] [ etmek ile beraber ] Sırtına almak, yüklenmek. Sallı [s] Sal gibi yayvan ve açık. Sal gibi emine boyuna büyük. Salma [il Salmak işi. Ba Salmak. Başıboş gezen hayvan. Burmasız, musluksuz, serbest akan su, horhor. Pirinç ile pişmiş ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
5
Karılar koğuşu - Sayfa 68
Nafia Hanım'ın zamparası, hapisten çıkalı on beş gün olmadan yallah, baldızını salla sırt etmiş... Sıdıka'nın kocası, karısının altınlarını çekmek davasına düşmüş... Uzun koridoru geçerken iki mahpus çekinerek havadis sordu: — Ne var ne yok ...
Hele Nezim'in Çengel'de otobüs, ya da dolmuş bulamayıp da zembilleri sallasırt ettiği günlerde Sahra Çölü'nü geçmek, Çengel'le Vaniköy arasını daltaban yürümekten kolaydır. Git, git, git. Yol da bir türlü bitmiyordur. Yalnız taştan taşa, yoldan ...
7
Esir şehrin insanları - Sayfa 121
"Bahçe açıldı baba!" diye bağırırız. Duymaz bile... Mahpusa güldü. Aklında mı, bir gün Osman Ağa sallasırt ettiydi de, cebren bahçeye çıkarttıydı? ... Kel Hasan halt etmiş" derim. Aklında mı Suat Ağabey... Sözünü bitirmeden durdu. Senin cezan ...
8
Türk argosu: tarihçe ve küçük sözlük - Sayfa 76
Tr.) : Vermek, ödemek, iade etmek (Bak: Bayılmak, elden gelmek, sökülmek, toslamaf.c, uçlanmak, yırtılmak). ... TUFALAMAK: Aşırmak, çalmak, sallasırt «tmek (Bak: Anaforlamak, araklamak, bomba patlatmak, omuzlamak, sırıklamak, tırtıklamak ...
9
Beyaz ṣemsiyeli - Sayfa 30
Kapının önünde bek- liyen ufak bir cemaat, gıcırdayan tabutu sallasırt ettiler.. biraz sonra köşeyi dönmüş, gözden kaybolmuşlardı. Zavallı genç kadının arkasından ne bağıran, ne haykıran olmuştu. Yalnız, bomboş evin içerisinde, usul usul yaş ...
Ercüment Ekrem Talu, 1939
10
Hakka sığındık: işitilmedik, bir vak'a : millı̂ roman - Sayfa 51
Acaba Osman çıkardıktarı defineyi mi sallasırt etmiş geliyordu? Biraz daha yaklaştılar. Şimdi Fettah geleni iyice seçmiye başladı. Osmanın arkasındaki yük define değildi. Bazı şiddetli sağanak ve sel zamanlarında, paçaları çem- rc-nmiş ...
Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1950
