Significado de "takırdatmak" en el diccionario de turco

PRONUNCIACIÓN DE TAKIRDATMAK EN TURCO

takırdatmak

QUÉ SIGNIFICA TAKIRDATMAK EN TURCO

definición de takırdatmak en el diccionario turco

para dar paso a un premio mayor, para causar un premio gordo.

takırdatmak Takırdamasına yol açmak, takırdamasına sebep olmak.

TRADUCCIÓN DE TAKIRDATMAK

Conoce la traducción de takırdatmak a 25 idiomas con nuestro traductor multilingüe.

Las traducciones de takırdatmak presentadas en esta sección han sido obtenidas mediante traducción automática estadística a partir del idioma turco.

• Traductor turco - chino: 哒
• Traductor turco - español: estrépito
• Traductor turco - inglés: clatter
• Traductor turco - hindi: दस्तक
• Traductor turco - árabe: قعقعة
• Traductor turco - ruso: стук
• Traductor turco - portugués: barulho
• Traductor turco - bengalí: ঝনঝন শব্দ
• Traductor turco - francés: cliquetis
• Traductor turco - malayo: derapan
• Traductor turco - alemán: Klappern
• Traductor turco - japonés: カチャカチャという音
• Traductor turco - coreano: 소란스런 소리를 내며 움직이다
• Traductor turco - javanés: clatter
• Traductor turco - vietnamita: kêu vang
• Traductor turco - tamil: கடகடப்பைக்
• Traductor turco - maratí: कडकड असा आवाज
• turco: takırdatmak
• Traductor turco - italiano: rumore
• Traductor turco - polaco: brzęk
• Traductor turco - ucraniano: стукіт
• Traductor turco - rumano: zăngănit
• Traductor turco - griego: ποδοβολητό
• Traductor turco - afrikáans: gekletter
• Traductor turco - sueco: slammer
• Traductor turco - noruego: spetakkelet

10 LIBROS DEL TURCO RELACIONADOS CON «TAKIRDATMAK»

Descubre el uso de takırdatmak en la siguiente selección bibliográfica. Libros relacionados con takırdatmak y pequeños extractos de los mismos para contextualizar su uso en la literatura.

Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 1183

[Rendre un brııit sec comme celui des pieds dıı cheval ete-] Takırdatma ı (/• m-) Gürültü Takırdatmak) ettirme.ettirmek, kuru ve sert bir ses çıkarma, çıkarmak. [Faire rendre un bruit sec comme celui des pieds da cheval] Takır takır | (t. m-) Nal, ...

Ali Seydi, ‎Mihran, 1929

Yabancılar için Türkçe dilbilgisi - Sayfa 267

... boyamak — > boyatmak aramak — > aratmak dinlemek — > dinletmek beklemek — > bekletmek ödemek — > ödetmek -t eki ettirgen çatı kurarken bazen -da ekiyle kalıplaşmış olarak kullanılır: kımıldatmak, parıldatmak, takırdatmak... gibi.

Mehmet Hengirmen, 1999

Dil yazıları - Sayfa 230

... şangır şungur şangırdatmak / şapır şupur şapırdatmak / şıkır mıkır şıkırdamak / şıngır mıngır şıngırdamak / takır tukur takırdatmak / tangır tungur tangırdatmak / tıngır mıngır tıngırdatmak / tokur tukor tokurdamak 2. 3. Farklı Biçimlerle ...

Kerime Üstünova, 2002

Deli İbrahim: oyun 3 bölüm - Sayfa 110

Elinde beş on kıl kalmak ve dişlerini leylek gibi takırdatmak şartıyla sakal zelzelesi... 60 para. Pes artık ! Bu kadar ucuza zelzele olur mu padişahım ? En azından 70 para olmalı. SULTAN İBRAHİM : Yürekten benimsiyorum dalkavuk kullarımın ...

A. Turan Oflazoğlu, 1967

Türk folklor araştırmaları - 7. cilt - Sayfa 2895

(Eski türk çede: tepsemek, takırdatmak demektir). Tanak veva Tupak: polenezcede tape, darp etmek, bir tlmnani veya timbale vurmak, davul çalmak, demektir. Tabal'ler veya Atabal'ler îspanya, Fas ve □deniyor o yere- Zaman'a Mahrem ...

İhsan Hinçer, 1961

Derename ya da Hâce Fesâd ve Söz Ebesi - Sayfa 22

Tahta kakımak : Maskaraya almak için tahta takırdatmak, yuhalamak, teneke çalmak ... . . ... S . .y, . ...... ... .. . - Zahm yemiş gibi feryadı basmak : Zora gelmek zorda kalmak Divan edebiyatı hıkayeleri içerisinde böyle adi ve gayrı edebi konuların ...

Sabit Alaeddin Ali, ‎Turgut Karacan, 1990

Balıkçı'ya merhaba: Halikarnas Balıkçısı Günleri : Bodrum, ... - Sayfa 19

kasırgayı sırf el şakırtıları gibi kumları takırdatmak üzere estiriyor, halbuki Dante diyor ki "Kasırga es- diği zaman nasıl kumlar döne döne girdâb teşkil ediyorlarsa çığlıklar ve uğultular daima edebi zâlâl içinde öyle dönüyordu: ...

Özgen Seçkin, ‎Aydın Şimşek, 1999

Sakarya - 2. cilt

Gelir gelmez de yakınmaya başladı. Atlarının nallarını Ankara'nın taş yollarında takırdatmak tutkusuyla yollara düşen Yunan Süvari Tugayının ikinci adamı oldukça dertliydi.... Bulundukları yerde on kilometre yarı çapındaki bir alan içinde artık.

Alptekin Müderrisoğlu, 2007

Türk lehçeleri grameri - Sayfa 45

eri ile biten fiilerde de görülür. quri-t- "kurutmak", ay-t- "söylemek, demek", ttiraqla-t- "takırdatmak", eri-t- "eritmek", toxtâ-t- "bekletmek, durdurmak", yürimla-t- "yanlatmak", âğri-t- "incitmek", uza-t- "uzatmak", oxşa-t- "benzetmek"", tiril- ...

Ahmet Bican Ercilâsun, 2007

Çapkın kız: roman - Sayfa 119

Bunun için onun nalçalı kunduralarını orada yapayalnız takırdatmak istemem: Ben getireceğim ... Sanki ben Istanbulu biliyor muyum? Bilmiyorum ama, insanları tanıyorum. Bizde bir lâf vardır, erbabı olursa güneşe tutup yumurta seçer gibi ...

Aka Gündüz, 1930