Significato di "çın çın ötmek" sul dizionario di turco

PRONUNCIA DI ÇIN ÇIN ÖTMEK IN TURCO

çın çın ötmek

CHE SIGNIFICA ÇIN ÇIN ÖTMEK IN TURCO

definizione di çın çın ötmek nel dizionario turco

mento mento mento Per emettere un suono acuto in modo continuo.

çın çın ötmek Sürekli olarak keskin ses çıkarmak.

TRADUZIONE DI ÇIN ÇIN ÖTMEK

Conosci la traduzione di çın çın ötmek in 25 lingue con il nostro traduttore turco multilingue.

Le traduzioni di çın çın ötmek verso altre lingue presenti in questa sezione sono il risultato di una traduzione automatica statistica; dove l'unità essenziale della traduzione è la parola «çın çın ötmek» in turco.

• Traduttore italiano - cinese: 回响
• Traduttore italiano - spagnolo: resonar
• Traduttore italiano - inglese: resound
• Traduttore italiano - hindi: गूंजना
• Traduttore italiano - arabo: ضج
• Traduttore italiano - russo: звучать
• Traduttore italiano - portoghese: ressoar
• Traduttore italiano - bengalese: প্রতিধ্বনিত করা
• Traduttore italiano - francese: résonner
• Traduttore italiano - malese: Chime
• Traduttore italiano - tedesco: erklingen
• Traduttore italiano - giapponese: 鳴り響きます
• Traduttore italiano - coreano: 울리다
• Traduttore italiano - giavanese: keprungu
• Traduttore italiano - vietnamita: vang lừng
• Traduttore italiano - tamil: புகழ்பரப்பு
• Traduttore italiano - marathi: घुमणे
• turco: çın çın ötmek
• Traduttore italiano - italiano: riecheggiare
• Traduttore italiano - polacco: rozbrzmiewać
• Traduttore italiano - ucraino: звучати
• Traduttore italiano - rumeno: răsuna
• Traduttore italiano - greco: αντιλαλώ
• Traduttore italiano - afrikaans: weerklink
• Traduttore italiano - svedese: ljuda
• Traduttore italiano - norvegese: runge

10 LIBRI IN TURCO ASSOCIATI CON «ÇIN ÇIN ÖTMEK»

Scopri l'uso di çın çın ötmek nella seguente selezione bibliografica. Libri associati con çın çın ötmek e piccoli estratti per contestualizzare il loro uso nella letteratura.

Türkiyeʼde halk ağzından derleme sözlüğü - 3. cilt - Sayfa 1226

(*Maçka ve köy- leri -Tr.) çin aksam Tam aksam vakti. (*Bor -Ng.) ... (Karakus bucagi köyleri *Ünye -Or.) [çmçilamak] : (Karakus bucagi köyleri *Ünye -Or.) çinçin (I) Serçe büyüklügünde ve toprak renginde bir çeçit kus. ... çinçin ötmek Bir yer 1226.

Türk Dil Kurumu, 1968

Türkçe ikilemeler sözlüğü: tanıklı - Sayfa 180

269) çın çın (çınlamak, ötmek) Sürekli ve keskin biçimde ses yankıları çıkarmak. Bisikletlerin kornaları çın çın çınlıyordu. (Selim İleri, Her Gece Bodrum, s. 129) Koca Kozpınar'ını bir zaman çın çın öttürdü. (Kemal Tahir, Devlet Ana, s.

Necmi Akyalçın, 2007

Ömür çınarından yapraklar: şiirler - Sayfa 136

Caban: Cihan Calanmak: Bağlanmak, eklenmek, takılmak Car çekmek: Bildirmek, ila etmek Cavab: Cevap Cavan: Genç, delikanlı Caynag: Kuş veya hayvan tırnağı, pençe Çığır: Dar yol, patika Cingildemek: Çınlamak, çın çın ötmek Cod: Kaba, ...

Nabi Hazrı̂, 1995

İkinci Yeni poetikası - Sayfa 226

20), "Çın çın ötüyor balıklar" (E.C., "Alüminyum Dükkân", Yerçekimli Karanfil, s. ... 86) dizelerinde 'trenlere çikolata yedirmek', 'balıkla deniz tutmak', 'balıkların çın çın ötmesi', 'güneşin bir pazartesi olması', 'sokağın açılmış pencerelere dalması', ...

Alâttin Karaca, 2005

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 254

T. çınar ağaçlan bol olan yer. çın çın ik. be. metal bi'rihesneye vurulunca çıkan sese benzer bir ses çıkararak. 0 çın çın etmek çın çın diye ses çıkarmak, çın çın ötmek sürekli ve keskin ses çıkarmak. çıngar a. Yun. arg. gürültü patırtı, kargaşa ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Faik Baysal ve hikâyeciliği - Sayfa 217

Arka kapıdan çıktı, müşteri bekleyen faytonların arasından geçip Kaldırımcılar Sokağı'na girdi." (KS, s.57) Yazar burada, büyülü bir hava vermeden istasyon ortamını tanıtmaktadır. Tren geçince rayların çın çın ötmesi, tren yolu kenarında durup ...

Ülkü Gürsoy, 2007

Yeni Türk lûgati - Sayfa 170

Çınlamak Çırakma gibi keskin ses, çıngır çıngır *tl)le. Çınlanmak [f| Çın çın etmek. Ötmek. Çıplak [s] Üryan, soyunmuş. Tüyü dökülmüş, tüysüz. Donadılmamış, süssüz. mefruşatsız. Eğersiz, takımı vurulmamış at. Pek züğürt, eli boş. Çıplaklık [i ] ...

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

Beyaz gemi - Sayfa 87

Kapı arkasından yeni kapanmıştı ki, ninenin sesi çın çın ötmeye başladı. — Nereye gidiyormuşsun, bakalım? — Gidip şu kütüğü çıkarayım. Demin ırmakta takıldı da... — Hıh, aklın başına yeni mi geldi? Hadi, git de kızının bir çaresine bak.

Chingiz Aĭtmatov, 1980

Masaldan Sonra (Beyaz Gnmi) - Sayfa 89

Kapı, arkasından yeni kapanmıştı ki, ninenin sesi çın çın ötmeye başladı. — Nereye gidiyormuşsun, bakalım? — Gidip şu kütüğü çıkarayım. Demin ırmakta takıldı da... — Hıh, aklın başına yeni mi geldi? Hadi, git de kızının bir çaresine bak.

Chingiz Aĭtmatov, 1974

30 [i.e. otuz] sıcak gün - Sayfa 180

Oda çın çın ötmeye başlamış, ingilizler şaşkın bakışlarla iki delegasyonu seyrediyorlardı. Bitsios Birleşmiş Milletlerde yıllarca elçilik yapmış, tecrübeli bir diplomattı. Yine de Kırca'nın sözlerine dayanamamıştı: — Ne demek bu? Ne demek?

Mehmet Ali Birand, 1975