«ZIL VURMAK»に関連するトルコ語の本
以下の図書目録から
zil vurmakの使いかたを見つけましょう。
zil vurmakに関する本とトルコ語文献で使われた文脈を提供するための簡単な抜粋文。
1
Büyük Türk mûsikîsi ansiklopedisi - Sayfa 212
Fakat antik deflerde zil olup olmadığı malûm değildir. Eski İran (Sâsânî) ve Eski Ar ab ... O, usûlleri dikkatle vurarak ve sâzende ve hanendelere usûl başlarını dikkat ettirerek faslı idare ederdi. Aynı hey'ette birden fazla hanendenin def çaldığı ...
2
Başka dünyanın insanları: Çingeneler - Sayfa 14
Onyedi yaşındaki Selen, sanat yaşamına başladığı dönemi şöyle anlatıyor: - Ben doğduğum zaman kundağıma zil koymuşlar. Dokuz yaşıma bastığımda zil vurmaya başladım. Onlarda zil çalmak yok. Zil vurmak var. Selahattin Galaza ...
3
Türk Vurmalı çalgıları: (Türk depki çalgıları) - Sayfa 62
Zil- Ahmet Vefik Paşa bu kelimenin asıl Farsça olduğunu yazıyor; fakat ferhenklerde yoktur. Hem o, dilde çimballerin adı şimdi de sanç" tır, zil çalana sanczen derler. Başka bir lûgatçıya göre zil Sanskritçe «jalli» den gelmeymiş! İntikal yolu ...
Mahmut R. Gazimihal,
1975
4
Divan şiirinin penceresinden Osmanlı toplum hayatı, ... - Sayfa 452
Aşağıdaki ifadelerde de damga vurmak, sahiplik alameti olarak kullanılmıştır. Râm oldı bugün rânına bu tevsen-i gerdûn Kim şekl-i hilâl 452 • Divan Şiirinin Penceresinden Anahtara Ayva Çekirdeği Sürmek / Atlara Damga Vurmak ve Zil ...
5
Eski zamanlarda İstanbul hayatı - 15. kitap - Sayfa 178
Raks ederken sazın usulünde zil vurmak ve ayak atmak şart olduğundan rakkaslar tul müddet meşkhanelerde taallüm ederlerdi. Eskiden İslâm, İsevî, Musevî, Kıptî misilli muhtelif millet ve mezhepten rakkaslar bulunurdu. Sonraları yalnız ...
Ali Rıza Balıkhane Nazırı, Ali Şükrü Çoruk,
2001
6
Türk mûsikı̂si tarihi - 1. cilt - Sayfa 146
Mûsikînin ritm ve gereğine göre "zil vurmak" ve türlü beden hareketleri yapmak kolay bir iş olmadığından, yukarıda da belirttiğimiz gibi, uzun bir zaman bir meşkhânede öğrenim görürlerdi. O zamanlar kadın ve erkek oyuncuların bağlı oldukları ...
7
Bir zamanlar İstanbul - Sayfa 287
Rask ederken sazın usulüne uyarak zil vurmak ve ayak atmak şart olduğundan rakkaslar uzun müddet meşkhanelerde ders görürlerdi. Eskiden İslâm, isevî ve musevî, kıptî gibi muhtelif millet ve mezhepten rakkaslar bulunurdu. Sonraları yalnız ...
Ali Riza, Niyazi Ahmet Banoğlu,
1973
8
Bir zamanlar İstanbul - Sayfa 287
Rask ederken sazın usulüne uyarak zil vurmak ve ayak atmak şart olduğundan rakkaslar uzun müddet meşkhanelerde ders görürlerdi. Eskiden İslâm, isevî ve musevî, kıpti gibi muhtelif millet ve mezhepten rakkaslar bulunurdu. Sonraları yalnız ...
Ali Rıza (Balıkhâne nazırı.), Niyazi Ahmet Banoğlu,
1972
9
Mehterhane'den bando'ya - Sayfa 45
Bu çalgının vurma, âletleri olan tura'lara 1505 yılında padişah hazinelerinde rastlanmıştır. Tabılbaz'ın avda ... (Cymbolos): Çeng, sanc, zenc, zenç gibi adlarla da anılan ve Türk Musikisi'nde bir usul vurma âleti olan zil, çifte olarak kullanılır.
10
Türk halk müziği el kitabı - 1. cilt - Sayfa 212
zılgıt (I) Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, çeşitli törenlerde heyecan dürtüsüyle kadınların, dili üst damağa vurarak ve ... Sahan kapağım andıran ve birbirine vurularak çalınan bir çift iri zilden oluşan vurmalı çalgı; çarpana, halile. zil Yukarı, ince ...