Significado de "haşlatmak" no dicionário turco

PRONÚNCIA DE HAŞLATMAK EM TURCO

haşlatmak

O QUE SIGNIFICA HAŞLATMAK EM TURCO

definição de haşlatmak no dicionário turco

ferver

haşlatmak Haşlamak işini yaptırmak.

TRADUÇÃO DE HAŞLATMAK

Conheça a tradução de haşlatmak a 25 línguas com o nosso tradutor turco multilíngue.

As traduções de haşlatmak a outras línguas apresentadas nesta seção foram obtidas através da tradução automática estatística; onde a unidade essencial da tradução é a palavra «haşlatmak» em turco.

• Tradutor português - chinês: 谯呵
• Tradutor português - espanhol: haşlat a
• Tradutor português - inglês: haşlat to
• Tradutor português - hindi: गाली देना
• Tradutor português - arabe: haşlat ل
• Tradutor português - russo: ругать
• Tradutor português - português: repreender
• Tradutor português - bengali: haşlat করতে
• Tradutor português - francês: haşlat à
• Tradutor português - malaio: untuk haşlat
• Tradutor português - alemão: haşlat zu
• Tradutor português - japonês: 激しく非難します
• Tradutor português - coreano: 호되게 꾸짖다
• Tradutor português - javanês: kanggo haşlat
• Tradutor português - vietnamita: trách móc
• Tradutor português - tâmil: haşlat செய்ய
• Tradutor português - marata: haşlat करण्यासाठी
• turco: haşlatmak
• Tradutor português - italiano: rimproverare
• Tradutor português - polonês: zwymyślać
• Tradutor português - ucraniano: лаяти
• Tradutor português - romeno: mustra
• Tradutor português - grego: haşlat να
• Tradutor português - africâner: haşlat om
• Tradutor português - sueco: berate
• Tradutor português - norueguês: skjelle

10 LIVROS EM TURCO RELACIONADOS COM «HAŞLATMAK»

Descubra o uso de haşlatmak na seguinte seleção bibliográfica. Livros relacionados com haşlatmak e pequenos extratos deles para contextualizar o seu uso na literatura.

Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 432

[Boııillir; se brûler avec de l'eau bouillante § Ğprouvcr des pertes consi- derables] Haşlatma 1 ( t. m. ) Kaynar Haşlatmak! suya daldırtma, daldırtmak, üstüne kaynar s"u döktürme, döktürmek § Suda kaynatıp pişirtme, pişirtmek. [Faire passer â ...

Ali Seydi, ‎Mihran, 1929

Gagavuz Türkçesi grameri: - Sayfa 117

İsimden fiil yapma eklerinden -IA- ekinden sonra gelen -n- eki bu ekle kalıplaşmış gibi görünmektedir: haşlandırıp (İ.T.67) "haşlatmak", deliktendi (İ.T. 1 05). -n- edilgenlik dönüşlülük eki, işteşlik fonksiyonunda kullanılabilmektedir. gençtendi ...

Nevzat Özkan, 1996

Erzincan efsaneleri üzerine bir araştırma - Sayfa 131

Geçmişteki aileden intikal ettiğini söylerler. Taşı ocakta kızdırdıktan sonra suyun içerisine atarlar. Buna "su haşlama" denir. Bazı hastalıklara sahip olan kişiler "su haşlatmak" suretiyle bu hastalıklardan kurtulacaklarına inanırlar. Erzincan'da ...

Ruhi Kara, 1993

Türk lehçeleri grameri - Sayfa 59

ma eklerinden -IA- ekinden sonra gelen -n- eki bu ekle kalıplaşmış gibi görünmektedir: haşlandır- "haşlatmak", delilden-. -n- edilgenlik dönüşlülük eki, -ş- fonksiyonunda kullanılabilmektedir: gençlen- "gençleşmek", düüşâ tutun- ...

Ahmet Bican Ercilâsun, 2007

Paf ve puf: denemeler - Sayfa 14

... vitaminli kanları ona erişilmez ürpertiler verir. Doğrusu, onun el atmadığı işkence yoktur. insanları kazığa oturtmak, ızgarada kızartmak, demir topuzlu meşin kırbaçlarla kırbaçlattırmak, kaynar kazanlarda haşlatmak, şişletmek, sobaya attırmak ...

Salâh Birsel, 1981

Doğu Rodop türk ağızlarının sözlüğü: turc-français - Sayfa 20

Sulanıaç // arrosoir. aşlan-/aşdan-/aştan- f. 1. Haşlanmak // etre bouilli; 2. aşılanmak // etre pique. aşlat-/aşdat-/aştat-, aşlatdır-/aşlattır-/aşdatdır-/aşdattır-/aştatdır-/aş!attır- f. 1. Haşlatmak// fai- re bouillir; 2. aşılatmak // faire piquer. a'şlı/a'şdı/a'ştı s.

Mefküre Riza Mollova, 2003

Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu: 24-25 ... - Sayfa 103

Osmanlı devletinin Almanya'nın silah sanayine ve askeri birikimine müracaat ederek haşlatmak islediği ilişkilerin ilk aşaması için hk. Kemal Ueulillı. "II Abdulhamıd Devrinde delen İlk Alman Askeri Heyeti". İ. f . Kdrb'iyat kakültesi Tarih Dergisi.

Selçuk Erez, ‎Mehmet Saray, 2001

Dilin öte yakası: eleştirel denemeler - Sayfa 28

İnsanları kazığa oturtmak, ızgarada kızartmak, demir topuzlu meşin kırbaçlarla kırbaçlatmak, kaynar kazanlarda haşlatmak, şişletmek, sobaya attırmak, tavada kızartmak ya da onların tırnaklarını söktürmek, bedenlerini iplerle kestirmek, kol ve ...

Emin Özdemir, 2002

Yeni Türk lûgati - Sayfa 359

Haşlatmak [f] Kaynar - ya daldırtmak, üstüne kaynar su döktürmek. Suda aynatıp pişirtmek. Haşmet [i] Heybet, azalilet. Haşmetli Haşmetli [s] Haşmet sahibi, heybetli, azametli. Ecnebi hükümdarlarına mahSuS ll Il Vall. Haşmetlû [s] Haşmetli.

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

Ṣair Eṣref: hayati, hatirlari, ṣiirleri - Sayfa 158

... sân ü t-'âiîs'ne h'zmet e*M Cıns'pârâ^e o ibrâz-ı hamivyet etti Düştü z'rdan'ara ızhâr-ı besâiet etti Eyledi Leşker-i endûh u sitem istikbâl S'vmr'p se"g-i m'isîbet vükelâ haşlatma YıMmm'ar sıcrk YıMız'i" evbnslarına Fttf hürriyeti telkin v<*tanda.

Hilmi Yücebaş, 1958