CE ÎNSEAMNĂ BOĞUMLAMAK ÎN TURCĂ?
Apasă pentru a
vedea definiția originală «boğumlamak» în dicționarul Turcă dictionary.
Apasă pentru a
vedea traducerea automată a definiției în Română.
Definiția boğumlamak în dicționarul Turcă
pentru a aduce în stare de articulație. boğumlamak Boğum durumuna getirmek.
Apasă pentru a
vedea definiția originală «boğumlamak» în dicționarul Turcă dictionary.
Apasă pentru a
vedea traducerea automată a definiției în Română.
CĂRȚI ÎN TURCĂ ÎN LEGĂTURĂ CU «BOĞUMLAMAK»
Descoperă întrebuințarea
boğumlamak în următoarea selecție bibliografică. Cărți în legătură cu
boğumlamak și extrase din aceasta pentru a furniza contextul de întrebuințare al acestuia în literatura Turcă.
1
Atatürk'ün inkilap hedefi ve tarih tezi [yazan] - Sayfa 89
Bu gibi karşılığı buluna- mıyan terimlerde Atatürk'ün, Avrupalılaşmak hedefi hâkim olmalıdır. Boğumlama (articulation), boğumlamak (arti- culer) . Sesleri söylerken ses üyeleri kullanılır, yalnız boğazın boğumu değil. Buna dayanılarak bu terim ...
2
Nevşehir folkloru I: deyimler, atasözleri, sözcükler - 1. cilt - Sayfa 57
:ertik: Gedik, boğum. hçakla değneğin ucuna bir kertik açtım. ertmek: Gedik açmak, boğumlamak. •emiri eye ile kerttim. esmik: Ekin sapının boğum yerlerinden çıkan sert iman. nam tandırda kesmik yakardı. kıracsamak: Susamak, pek özlemek, ...
Hüseyin Güney, Emrullah Güney, 1993
3
Antakya ağzı: dilbilgisi ve sözlük - Sayfa 62
bişken bişmek bitbiti bitek bitelge bitti biyaz bobilik bocu bocuz bodura boğaca boğasımak boğaz boğazlağı boğda boğda aşı boğda güzeli boğma boğu boğumlamak bokça bokuma boküs bok vızvızı bolamadı bolat bol bolamadı bonalmak ...
4
Turk Kimligi - 2. cilt - Sayfa 415
Çocuklar isabetli usullerle sesleri doğru boğumlamak için eğitilirler. Çocuğun doğru konuşabilmesi sesleri doğru boğumlayabilmesine bağlıdır. Bununla ilgili sesleri doğru boğumlandırmayı öğreten tekerlemeler, oluşturulmuştur. Sesleri doğru ...
5
Karahanlı Türkçesi grameri - Sayfa 27
... ba- "bağlamak", baz < ba-z "yad, yabancı, garib" (DLT-III, 148-21; KB-2495), bog- "boğumlamak", boguz < bog-u-z "boğaz" (KB-993), bu- "donmak", buz < bu-z "buz", ediz < edi-z "yükselmek, yüksek yer, herşeyin yükseği" (KB-24), /- "yürümek ...
Necmettin Hacıeminoğlu, 1996