CĂRȚI ÎN TURCĂ ÎN LEGĂTURĂ CU «FIKIRTI»
Descoperă întrebuințarea
fıkırtı în următoarea selecție bibliografică. Cărți în legătură cu
fıkırtı și extrase din aceasta pentru a furniza contextul de întrebuințare al acestuia în literatura Turcă.
1
Toplumsal tarih - 15. sayı
M/İleti; Türk, Litvanya tebaasından Semt-i meşhuru: Kadıköy Mahallesi Uzun Hafız Sokağı Mesken numerosu: 92 3 Teşrinisani 928 ş ı m T ~" »V , J tı tfjtnf\t fıkırtı tu Hakikatleri Kunuşmıktan Kaçınmnyınız MUSTAFA KEMAL (ATATÜRK) C. II.
Engin Özendes, Nikos Desyllas, Ara Güler, 2001
2
Felek - 1. cilt - Sayfa 96
Kâh fıkırtı, kâh şikâyet... Fransızca lâilar.. ben an- lamamazlıktan geldim. Bizimki bir müddet yüzdü... Çıktı geldi... Yemek vakti.. onlar içecekler.. ben seyredeceğim... Başladılar çekiştiımeğe. Yahu ne içiyorlar be! Bir, bir daha bir daha... Ağızlar ...
3
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 391
Elmada kurtçuklar fıkır fıkır kaynıyordu. fıkırtı a kaynayan suyun çıkardığı ses. fıkra a. Ar. 1 güldürücü ve güldürürken düşündürücü, şakalı öykücük. ör. Nasrettin Hoca' dan birkaç fıkra anlattı. 2 yaz. gazetelerin belli sütunlarında ve sürekli aynı ...
Okuluma çalışıyorum..." Tek kişilik karyolada bir fıkırtı gitti. "Okuluna çalışıyorsun; ne uslu yavrusun sen!" "Derslerime çalışıyorum demek istedim, cancım!..." "Dersten yararlı dersler var okulun dışında..." "Romanları mı demek istiyorsun cancım?
5
Ölüler yaşıyor mu?: Roman (tam metin) - Sayfa 81
Yutulan bu ufak fıkırtı bir sinir hali gibi Dilâver'e sıçradı. Çocuğun ağzından gülme ile tıksırma arasında bir ses fırladı... Medyum hiddetlenerek: — Ruhlar kendilerini hor görenlerden hoşlanmazlar. Bu masanın ÖLÜLER YAŞIYOR MU? 81 XVI ...
Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1973
6
Sonuncu oda: Roman - Sayfa 40
Refika hanım, fıkırtı gibi bir gülüşle söze karıştı. — Doktor bir çaresini bulamıyor mu? Seza hanım, duymazlığa gelip lafı değiştirdi. — Nilüferciğim, Doktor senin işin için oldu dedi. Milano- dan mektup almış. Bu günlerde bir uğrayın da.. Nilüfer ...
7
Eylûl: Roman. Sadeleṣtirilmiṣ 4. tab'i - Sayfa 161
Beri tarafta Beyler gazetenin yanında birbirile konuşurlarken Necib ne söylüyordu ki, Hacer böyle gülüyordu; bu müddet küçük kahkahaların devamından mürekkep bir fıkırtı iken sonra üç hamleli bir parlak kahkaha oluyor, güzel güldüğünü ...
8
Kırk yıllık İstanbul hikayeleri - Sayfa 56
Alaturka bir vücut. “Çof” diye suya atladı. Oradakileri ıslattı. Kâh fıkırtı, kâh şikâyet... Fransızca lâflar... Ben, anlamazlıktan geldim. Bizimki bir müddet yüzdü... Çıktı, geldi. Yemek vakti, onlar içecekler, ben seyredeceğim. Başladılar çekiştirmeye.
9
Yeni Türk lûgati - Sayfa 285
Fıkırtı [i] Kaynayan sun çıkardığı ses. E'ıkra [i] Bir makale ve azının ayrıca bir kalem ve is teşkil eden ve ayrılhalde manası bozulman parçası. Kanun ve ilim larında bent, madde. ik hikâye, kıssa. Parça, udu fikarinin parçalarınherbiri. Fıldır fıldır [i ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
10
Batı grubu Türk yazı dillerinde isim - Sayfa 74
GT'de: cıvırtı (cıvıltı, GTS), çatıltı (at nalı sesleri, GTS), çatırtı, çıtırtı, dırıltı, fıkırtı, fısırtı (fısıltı, GTS), fışırtı, fokurtu, gıcırtı, gürültü, hırıltı, homurtu, kakırtı (1. çatırtı, 2. fakırtı, GTS), kımıltı, kıpırtı, lakırdı (1. söz, 2. mırıltı, kekeleme, 3. boş laflar, GTS), ...
