CĂRȚI ÎN TURCĂ ÎN LEGĂTURĂ CU «PAYLATMA»
Descoperă întrebuințarea
paylatma în următoarea selecție bibliografică. Cărți în legătură cu
paylatma și extrase din aceasta pentru a furniza contextul de întrebuințare al acestuia în literatura Turcă.
1
Dilbilim sec̣kisi: günümüz dilbilimiyle ilgili yazılardan ... - Sayfa 25
Prag Okulu dilbilimcileri de gelenekçilerle kendi paylatma düştüğü ölçüde tartışmış olsalar da, Amerikadaki dilbilimcilerin özelliği olan soyutlanma, Prag'da yoktu. Dilbilimcilerin aydın çevreleriyle ilişkilerinde görülen bu ayrım, bir ölçüde, ...
2
Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 79
... hortlatma akortlatma yumurtlatma sulatma avlatma havlatma kavlatma miyavlatma kalaylatma onaylatma paylatma boğazlatma tırkazlatma sıvazlatma ayazlatma beyazlatma yaldızlatma tırkızlatma sızlatma ucuzlatma boynuzlatma yamatma ...
Belgin Tezcan Aksu, Abdurrahman Tariktaroğlu, Efrasiyap Gemalmaz,
2004
3
Azerbaycan Türkçesi'nden Türkiye Türkçe'sine Büyük Sözlük
Danlanma :Paylanma, kinanma, azarlanma. Danlanmag : Paylanmak, azarlanmak, kinanmak. Danlatma : Paylatma Danlatmag : Paylatmak. Danlayib-dansamag : Çiddetle kinamak. Danma : Yalanlama, reddetme. Danmag : 1 . inkâr etmek. 2.
4
Dil kılavuzu - Sayfa 47
... paylama , serzenis azarlamak çikismak°, paylamak azarlanmak paylanmak0 azarlatmak paylatmak° azat° itak azat etmek azatlamak azatli0 mutak azatlik azattiz azayí hissiye duyu organlan", duyu örgenlen" azayí tenasüliye üretim organi°, ...
5
Osmanlı devletine kadar Türkler - Sayfa 122
... ve vergi yükünün hafiflemesini «büyük bir [anti-feo- dal] sosyal devrim» sayan anlayışına savrulmakta; o aşırılıktan kaçınmak ister gibi dursa da, paylattığı biçimci ve görgülcü metodoloji nedeniyle esas olarak bu sonuca zorlanmaktadır.
Ümit Hassan, Halil Berktay, Ayla Ödekan,
1989
6
Yeni Türk lûgati - Sayfa 476
[c } Azarlatmak, paylatmak. Birşeyi yalnız üzerinden süs - letmek. Kalaylı [s] Kalay sü - rülerek beyazlanmış. [c ) Sathî veya yalandan bir süsü olan, sahte. Kalaysız [s Üstüne henüz kalay sürülmemiş yahut kalayı eskiyip çık mış olan.
İbrahim Alâettin Gövsa,
1930
7
Osmanlıca-Türkçe yeni lûgat: islamî-ilmî-edebî-felsefî - Sayfa 263
... İKTİSAD: Tutum, biriktirme. Her hususta İtidal üzere bulunmak. Lüzumundan fazla veya noksan sarfiyattan kaçınmak. Edb: Beyit veya kadlseyl birbirine vasi İle uzatmak. ÎKTİSAM 264 Ü&hîyit fLIfl İKTİSAM: (Kısım, dan) B8- lüşmek, paylatmak.
8
Tuhfe-i Murâdı̂: inceleme, metin, dizin
Traditional medicine; formulae; receipts; prescriptions; early works to 1800.
Şirvanî Mahmud, Mustafa Argunşah,
1999