10 BÜCHER, DIE MIT «SAFRAN GIBI» IM ZUSAMMENHANG STEHEN
Entdecke den Gebrauch von
safran gibi in der folgenden bibliographischen Auswahl. Bücher, die mit
safran gibi im Zusammenhang stehen und kurze Auszüge derselben, um seinen Gebrauch in der Literatur kontextbezogen darzustellen.
1
Türk halk bilmeceleri - Sayfa 12
m. Ağ: 175 — Altında kozu var, üstünde gezi var, ucunda gözü var? 176 — İlim ilim ilmeli, ilim kurşun düğmeli, bunu bilen bilmeli, bilmi- yen ölmeli? Altın: 177 — Sarıdır özü, ağartır yüzü? 178 — Sarıdır safran gibi, okunur kuran gibi, elden ele ...
2
Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye İkinci kısım:
Çünki, derin âlimler, ya'nî müctehidler, afyon gibi uyuşdurucu maddeleri, harâmolan içkilerden ayırmakdadır. (Dürr ülmuhtâr) ... Böyle olmasaydı, safran, anber gibi, fazlası serhoşeden birçok katı maddelerin az mikdârını yimek deharâm olurdu.
3
Türk toplumunun Kurʼan-ı kerim kültürü - Sayfa 96
larak, içinde Kur'an lâfzı geçip de bir başka şeyin kast edildiği de olmaktadır: Sarıdır safran gibi, okunur Kur'an gibi, ya bunu bileceksin, ya bu gece öleceksin162. Kırmızıdır kan değil, yazılıdır Kur'an değil (şeftâli). Zar zar içinde ...
4
İki Hanım Sultan Hürrem ve Mihrimah:
Meselâ; yemeklerde kullanılan malzemeninen iyicinsten olması şart koşulmuş, yemeklerin tadını arttırmak için kimyon, biber, koruk, soğan, nane, safran gibi baharat bile esirgenmemiştir. İmarette, sayılı vemübarek günlerveaylar dışında iki ...
5
Yağmur Okulları (Yurt Dışı Hatıraları -14):
Beti benzi safran gibi solmuş; kimyevî tabletlerden ve nebatî ilaçlardan medet umar hâle gelmişti. Gitmediği doktor, çalmadığı hastane kapısı neredeyse kalmamıştı. Çaresizlik içinde dostlarındanbirinin tavsiyesineuyarak, Isık Göl civarında ...
6
15. yüzyıl Osmanlı mutfağı - Sayfa 281
+dur 45a/3 borani kalyesi et, pathcan, sogan, yumurta, safran, yag ve çesitli baharatlarla yapilan bir yemek b. 42a/6 bosalt- bosaltmak b.-(d)up\2&a/2 boya- boyamak, safran gibi nesnelerle renk- lendirmek b.-majc S5a/2,&5a/9 b.-г/aг93b/5 b.
Muhammed bin Mahmûd-ı Şirvânî, Mustafa Argunşah, Müjgan Çakır, 2005
7
Fransizca-Türkçe deyimler sözlüğü: - Sayfa 70
Mükemmel, inci gibi yazmak. Döktürmek. (Hlk.) Dalaşmak, ağız kavgası yapmak. Dik kafalı olmak. Katır gibi inatçı olmak. Antipatik, suratsız, sevimsiz olmak. (Sağlık bakımından) Çok kötü suratı olmak. Sapsan, limon gibi, safran gibi yüzü olmak.
8
Mevlânâ dîvân-ı kebîr - 1. cilt - Sayfa 145
Gözler sebepsiz yaşarmaz, dudaklar sebepsiz kurumaz, gönlünde bir dert olmadıkça kimseciklerin yüzü safran gibi sararmaz, safran gibi sapsarı kesilmez. Hasılı gam kuzgunu geldi, hayıflanarak nerde gül bahçesi, nerde diye sorarak bahçeye ...
Jalāl al-Dīn Rūmī (Maulana), Abdülbâki Gölpınarlı, 2007
9
Dîvân-i Kebîr: Yazan Mevlânâ Celâleddin. Hazirhyan: ...
Gözler sebepsiz yaşarmaz, dudaklar sebepsiz kurumaz, gönlünde bir dert olmadıkça kimseciklerin yüzü safran gibi sararmaz, safran gibi sapsarı kesilmez. Hasılı gam kuzgunu geldi, hayıflanarak nerde gül bahçesi, nerde diye sorarak bahçeye ...
Jalāl al-Dīn Rūmī (Maulana), Shams-i Tabrīzī, Abdülbâki Gölpınarlı, 1957
10
Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı:
safran gibi birkaç egzotik ürünle Türk tarımına katkıda bulunmuşlar. 16. yüzyılda Amerika'dan Ispanyollar aracılığıyla domates ve patates, Doğu Asya'dan Portekizliler vasıtasıyla mandalina ve portakal alınmış. Yakın yıllarda bunlara ananas, ...
NACHRICHTEN, IN DENEN DER BEGRIFF «SAFRAN GIBI» VORKOMMT
Erfahre, worüber man in den einheimischen und internationalen Medien spricht und wie der Begriff
safran gibi im Kontext der folgenden Nachrichten gebraucht wird.
Dünyamızı biçimlendiren olağanüstü bitkiler
Mutfağımızdaki üzümden şaraba, sarımsak soğandan kuşkonmaza, lahana pırasadan caysak bile ilaç olarak tanıdığımız kınakına, sarısabır, safran gibi seçkin ... «Günlük Evrensel Gazetesi, Mär 15»
