WHAT DOES BORUSU TUTMAK MEAN IN TURKISH?
Definition of borusu tutmak in the Turkish dictionary
to hold the borrowing (for the Negroes) to bloat in the mouth, to be angry, to attack.
10 TURKISH BOOKS RELATING TO «BORUSU TUTMAK»
Discover the use of
borusu tutmak in the following bibliographical selection. Books relating to
borusu tutmak and brief extracts from same to provide context of its use in Turkish literature.
1
Açıklamalı Deyimler Sözlüğü:
Rahime Sönmez. kullanılır. bohçasını koltuğuna vermek Kovmak,işine son vermek. bol keseden Geçmişe yada geleceğe yönelik olmayacak imkânsız şeyler söylemek, bolbol atıp tutmak. borusu ötmek Bir yerehâkim olmak, sözü geçenbiri ...
2
Langenscheidt Pocket Turkish Dictionary: Turkish-English, ... - Sayfa 507
507 (from -den): tutmak. zaptetmek; simrlamak; -t [~t] n. kendini tutma: baski; gekinme, sikilma; smirlama. re-strict ... MIL geri ^ekilme borusu ?almak; 2. vii. geri ^ekilmek. ret-rl-bu-tlon [retn'bjuijn] n. misille- me; ceza, gunahlann bedeli. re-trieve ...
3
Yayin - 26. sayı - Sayfa 260
59) Ortalama 90 °C sıcaklığında ve 0,5 m/s hızla su, 2,54 cm iç çapında bir boru içerisinde akmaktadır. ... Boru cidar sıcaklığını 90 °C de sabit tutmak için boru malzemesi içindeki ısı üretimi (elektrik veya başka vasıta ile) ne mertebede olmalıdır ...
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (Ankara, Turkey). Mühendislik Fakültesi
4
Yedikleriniz Helâl Olsun:
Hepimiz biliyoruz ki boynumuzda (veya hayvanın boynunda) yemek borusu, soluk borusu, kafayı besleyen damarlar ve sinirler bulunuyor. Gene boyunda ... Söz konusu buikisinirzıt faaliyetleri ile birbirlerinin tesirini kontrol altında tutmaktadır.
5
Örnekleriyle türkçemizin açıklamalı büyük deyimler sözlüǧü ... - Sayfa 95
BORUSUNU ÇALMAK : (Birinin) Birisine hoş görünmek için onun fikir ve davranışma taraftar gibi görünmek. «Daha ne kadar ... BOŞ ATIP DOLU TUTMAK : Doğruluğuna emin olmadığı halde söylediği şey körün taşı gibi isabet etmek. «Onun ...
Hamidoğlu Fethi Gözler,
1975
6
Cambridge Learner's Dictionary English-Turkish with CD-ROM
... do something or pay for something muaf/bağışık tutmak, ayrıcalık tanımak [often passive] Students are exempted from ... the pipe that waste gas from a vehicle's engine flows through egzoz borusu OOrta kısımdaki renkli sayfalarına bakınız.
Cambridge University Press,
2009
Penceresinden soba borusu çıkmış, boyasız, kırmızı kiremitleri solmuş bir gecekondunun önünde durdular. ... Öykünün bittiği izlenimini vererek, okuyucunun merakını ayakta tutmak isteyen yazar gibi onu ilgiyle dinlemesinden çok hoşlandığı ...
8
Küresel Düşün Ulusal Davran:
... davranışları bunlarla sınırlı deği 2009 küresel krizinde Fransız ekonomisini canlı tutmak isteyen Sarkozy, 2009 yılında 11 bi kişiyi işten çıkaracağını duyuran Peugeot-Citroen şirketine, ... Çünkü Avrupa Birliği'nde güçlülerin borusu ötüyordu.
Dr. Muhsin Kadıoğlu,
2014
9
Almanca konuşma ve uyum rehberim: - Sayfa 200
... [çoğul] nefes borusu die Luftröhre,-n nefestıkanması die Luftnot[tekil] nefesvermek ausatmen nefrolog der Nephrologe ... Orthopädie[tekil] oruç tutmak fasten osteoporoz die Osteoporose [tekil] operasyon die Operation,-en operasyonraporu ...
10
Divan: İnceleme, tenkitli metin - Sayfa 102
Yata kalmak: G. ll92/l Yeğ götürmek: G.322/3 Yemek tutmak: G.254/8 Yeni yok yakası yok: G. 648/l Yenile yaşunı silmek: G. ... olmak: G.59l/3 Yolında döşenmek: Kt.8/6 Yuf borusunu çalmak: Kt. 47/l6 Yükünü tutmak: G. l4l5/l, G. l507/3, Kt. 95/3, ...
Mustafa bin Ahmet Âli, İ. Hakkı Aksoyak,
2006