Signification de "sıvışık" dans le dictionnaire turc

PRONONCIATION DE SIVIŞIK EN TURC

sıvışık

QUE SIGNIFIE SIVIŞIK EN TURC

définition de sıvışık dans le dictionnaire turc

Collant Collant et contagieux. Qui dérange l'homme en ne quittant pas son côté.

sıvışık Yapışıp bulaşan. / Bir kimsenin yanından ayrılmayarak insanı tedirgin eden (kimse).

TRADUCTION DE SIVIŞIK

Découvrez la traduction de sıvışık dans 25 langues grâce à notre traducteur turc multilingue.

Dans cette section, les traductions de sıvışık dans d'autres langues ont été obtenues par traduction automatique statistique, où l'unité essentielle de la traduction est le mot «sıvışık» en turc.

• Traducteur Français - chinois: 粘粘
• Traducteur Français - espagnol: Sticky
• Traducteur Français - anglais: sticky
• Traducteur Français - hindi: चिपचिपा
• Traducteur Français - arabe: لزج
• Traducteur Français - russe: липкий
• Traducteur Français - portugais: pegajoso
• Traducteur Français - bengali: আঠাল
• Traducteur Français - français: Post-it
• Traducteur Français - malaisien: melekit
• Traducteur Français - allemand: klebrig
• Traducteur Français - japonais: 粘着性の
• Traducteur Français - coréen: 끈적 끈적한
• Traducteur Français - javanais: caket
• Traducteur Français - vietnamien: dính
• Traducteur Français - tamoul: ஒட்டும்
• Traducteur Français - marathi: चिकट
• turc: sıvışık
• Traducteur Français - italien: appiccicoso
• Traducteur Français - polonais: lepki
• Traducteur Français - ukrainien: Лепкий
• Traducteur Français - roumain: lipicios
• Traducteur Français - grec: κολλώδης
• Traducteur Français - afrikaans: Sticky
• Traducteur Français - suédois: Sticky
• Traducteur Français - norvégien: Sticky

10 LIVRES EN TURC EN RAPPORT AVEC «SIVIŞIK»

Découvrez l'usage de sıvışık dans la sélection bibliographique suivante. Des livres en rapport avec sıvışık et de courts extraits de ceux-ci pour replacer dans son contexte son utilisation littéraire.

Türkçe Roman: Geçmişten Gelen: Bir erkek ve üç kadının ...

IX. Sıvışık. Evlerine taşındıkları günün ertesinde Derya uyandığında babasının çoktan gitmiş olduğunu gördü. Annesi hemen yanındaki somyada yatıyordu, bir melek kadar güzel görünüyordu uyurken. Siyah saçları yüzünün kenarından ...

Suat Demirel, 2013

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 937

2 (nsz) sıvışık, yapışkan bir duruma gelmek sıvaştırmak (-i) 1 üstüne sürmek, bulaştırmak 2 sıvışık, cıvık, yapışkan bir duruma getirmek sıvazlamak (-i) 1 elini bir şeyin üstünde yavaş yavaş gezdirmek. 2 okşamak, ör. Oğlunun saçlarını sıvazlayıp ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Oliver Twist:

Sıvışık, yeşil yosunlu direklere çarpıp anaforlaşırken çıkardığışapırtılar bütün öteki sesleri bastırıyordu. Birzamanlar aşağıda birsudeğirmeni varmış. Bunun kalıntısı olanbirkaç çürükdirekve makine parçasının çevresinde köpük köpük dönen ...

Charles Dickens, 2014

Bir Türk Kadını Uğruna

Amma sıvışık şeysin ha! dedi İglika, gülmekten kendini alamadı. Bekçi bir şekerdaha attı. İglika aldı, gezleyip(nişan alıp) ona vurmak istedi. Bekçi ağzını açıp başını ileri uzattı: — At ağzıma. İglika şekeri alnına çarpttı. Kahkaha ile gülmeye ...

Elin Pelin, 2014

Büyük Umutlar:

Orada burada çamurlarıniçinden sıvışık yosunlu direkler,vıcıkvıcık yosunlu taşlar,kıyının yerini,gelgit düzeylerini işaretleyen kırmızı boyalı göstergeler yükseliyordu; eskibir iskeleyle damsız bir yapı zamanla kayarakçamura saplanmışlardı.

Charles Dickens, 2014

Yeni Türk lûgati - Sayfa 999

İbrahim Alâettin Gövsa. Sıvışıklık [il Yapışkan l k lık, mıcık mıcık yapışan ve yası yşşı ayrılıp çık - - mak. [e Usulle ve sürünür - - Sızdırmak – 1000 – Sızmak sıyrılınış kap bulaşığı. Sızdırımak. Sıvamak [i] Sıva sür - mek. sıva ile kaplamak.

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

Orman ışırsa: denemeler - Sayfa 18

Aslına bakılırsa, dörtte üçü su olan, bir cendere altında ezilip suyu çıktıktan sonra, sıvışık, tiksinç bir külçeye dönüşen, dönüşebilen o et ve kemik bileşimi değil mi insan? Göğsünden sırtına, elinden koluna, başından ayağına, gözünden kaşına, ...

Vedat Günyol, 1979

Yirminci yüzyıl Türk edebiyatı: Cumhuriyet, Yeniler ... - Sayfa 420

Dişi cini de oracıkta yüreksiz bırakıverdi. Göğüs kafesinden aldı yüreğini, elinde kuş gibi çırpınmasına aldırmadan Velidağı'nın en tepesinden Ege denizine fırlattı. Yürek sulara düştü dibe ağır ağır indi. İnerken yapışkan, sıvışık, kaygansı kanı ...

Mahir Ünlü, ‎Ömer Özcan, 1991

Yabanin adamlari: Hikâyeler - Sayfa 19

Pantolonunun yenlerine sildiği parmak uçlarına yeniden sıvışık terler saldırdılar. Durduğu yerden sırtını aldı, sesli sesli soludu. Kesiklik, yorulmuşiuk vücudunda fırdolayı dönüyordu. Yalnız soluması vardı şimdi, odada yorgun yorgun soluması ...

Tarık Dursun K., 1966

Kutsal isyan; Millî Kurtuluş Savaşının gerçek hikâysei - 7. cilt - Sayfa 117

... kara dük bıyıklı gence Kasrmpaşalı Çamur izzet derler, düşünceli bir delikanlı gibi görünürse de ne görünüşüne inanıp uslu, ne de takma adına bakıp sıvışık sanmayınız. Durgunluğu, tilkiliğinden, Çamurluğu da sertli- ğindendir. Gerçekten de ...

Hasan İzzettin Dinamo, 1967