Înțelesul "rüzgârlanmak" în dicționarul Turcă

PRONUNȚIA RÜZGÂRLANMAK ÎN TURCĂ

rüzgârlanmak

CE ÎNSEAMNĂ RÜZGÂRLANMAK ÎN TURCĂ?

Definiția rüzgârlanmak în dicționarul Turcă

să vină până la vânt. Stătea în picioare împotriva jafului.

rüzgârlanmak Yel esmeye başlamak. / Yele karşı durmak.

TRADUCEREA RÜZGÂRLANMAK

Găsește traducerea rüzgârlanmak în 25 de limbi cu traducătorul nostru multilingv înTurcă.

Traducerile rüzgârlanmak din Turcă în alte limbi prezentate în prezenta secțiune au fost obținute prin traducerea statistică automată; unde unitatea esențială a traducerii este cuvântul «rüzgârlanmak» în Turcă.

• Traducător din Turcă - Chineză: 风阻到
• Traducător din Turcă - Spaniolă: efecto del viento a
• Traducător din Turcă - Engleză: windage to
• Traducător din Turcă - Hindi: करने के लिए windage
• Traducător din Turcă - Arabă: انحراف القذيفه بفعل الهواء ل
• Traducător din Turcă - Rusă: парусность , чтобы
• Traducător din Turcă - Portugheză: windage para
• Traducător din Turcă - Bengali: windage করতে
• Traducător din Turcă - Franceză: fardage à
• Traducător din Turcă - Malaeză: untuk windage
• Traducător din Turcă - Germană: Luftwiderstandsverlust zu
• Traducător din Turcă - Japoneză: 風損
• Traducător din Turcă - Coreeană: 에 편류
• Traducător din Turcă - Javaneză: kanggo windage
• Traducător din Turcă - Vietnameză: gió phát ra để
• Traducător din Turcă - Tamilă: windage செய்ய
• Traducător din Turcă - Marathi: windage करण्यासाठी
• Turcă: rüzgârlanmak
• Traducător din Turcă - Italiană: spostamento d´aria a
• Traducător din Turcă - Poloneză: nawiewu do
• Traducător din Turcă - Ucraineană: парусність, щоб
• Traducător din Turcă - Română: windage la
• Traducător din Turcă - Greacă: παρεκτροπής ανέμου στην
• Traducător din Turcă - Afrikaans: speling om
• Traducător din Turcă - Suedeză: windage till
• Traducător din Turcă - Norvegiană: windage til

CĂRȚI ÎN TURCĂ ÎN LEGĂTURĂ CU «RÜZGÂRLANMAK»

Descoperă întrebuințarea rüzgârlanmak în următoarea selecție bibliografică. Cărți în legătură cu rüzgârlanmak și extrase din aceasta pentru a furniza contextul de întrebuințare al acestuia în literatura Turcă.

İslâm İlmihâli: Mustafa Asım Köksal

Namazda güzel kokulu bir şeyi bile bile koklamak, 32, 33. Elbise veya yelpaze ile bir veya iki kere rüzgârlanmak, 34. Secdede ve secdeden başkasında elin veya ayağın parmaklarını kıbleden başka tarafa çevirmek, 35. Elleri, rükûda dizler ...

Mustafa Asım Köksal, 2010

Mustafa Necati Sepetçioğlu - Sayfa 172

Mustafa'nın gözüyle Gülçehre şöyle betimlenir: "Sessizliklerden çiçeklenmiş serin, güven verici bir tebessüm dünyasında ığıl ığıl serilmiş saçların rüzgârlanması vardı, kaşların en güzelinden kavislenmiş ay çiçeklerine açık gözler vardı: süzme ...

Hülya Argunşah, 2007

Despot: Roman - Sayfa 16

Döven sürerken, kursun baglan- mi§ gibi göz kapaklan sarkiyor, içi geçiyordu. Atlar da sicaktan bu- nalmisti. Hiç esmiyordu nava... Biraz rüzgârlanmak, açilmak istedi. Atlan kosturmaga ugrasti: — Dihaaa! Haydi aslanlanm... Ama onlar bildigini ...

Reşat Enis, 1957

Islâm dı̂ni, itikat, ibâdet ve ahlâk - Sayfa 159

Şimdi namazın mekruhlarını da hülâsatan yazıyorum : 1) Namazda bedeni ve elbisesiyle oynamak, veyâhud rüzgârlanmak, 2) Parmak çıtlatmak, 3) Esnemek, gerinmek, 4) Zihnini, hatırını meşgul edecek bir halde namaza durmak, (Meselâ ...

Ahmet Hamdi Akseki, 1958

Konuşma dili ve Türkçenin söyleyiş sözlüğü: bir deneme - Sayfa 323

... nr/vet nrJvet'tJi nrJvettj'lic m'be nr'ja: ry:'jet rvz'jay nrz'jarjYlY rüzgârlanmak rüzgârli rüzgârlik rYzjartan'mak nrzjar'tï nrzjar'tik sœ'det saadet saat saatçi saatçilik saatlik saba sabah sabahçi sabahlamak sabahleyin sabahlik saban sabanbaligi ...

İclâl Ergenç, 1995

Surların öte yanı: Zeytinburnu - Sayfa 236

Örneğin "inşirah" (temiz hava alıp ciğerleri açmak) için , yiyip içip eğlenmek için, uzakları seyretmek, püfür püfür rüzgârlanmak için, su içmek, paça yemek, mısır yemek, ortaoyunu, köçek oyunu, ayı oyunu, canbaz, güreş... seyretmek, piyasa ...

Burçak Evren, ‎Alper Çeker, 2003

Namaz hocası ve namaz sûreleri: tâbi ve nâşiri Mehmet Baki - Sayfa 22

2 — Namazda elbise ile oynamak, yahut rüzgârlanmak. 3 — Vücut ile oynamak. 4 — Parmak çıtlatmak. 5 — Kıyamda sünnete uygun şekilde «1 bağlamak. 6 — Oturuşlarda özürsüz bağdaş kurmak, yahut çömelmek. 7 — Erkek kısmı kolu sıvalı ...

Muharrem Zeki Korgunal, 1947

Yazılı Türkçenin kelime sıklığı sözlüğü - Sayfa 153

... rutin 17 rutubet 7 rutubetli 9 rüçhan hakkı 1 rükû 6 rükün 2 rüküş 5 rüküşlük 1 rüstik 3 rüsumat 1 rüşt 2 rüşvet 37 rütbe 8 rütbeli 4 rüya 163 rüzgâr 185 rüzgârlanmak 1 rüzgârlı 2 saadet 19 saadet asrı 1 saadet zinciri 2 saat 926 saat(nesne)-74 ...

İlyas Göz, 2003

Fransızca-türkçe: resimli büyük dil kılavuzu ... - Sayfa 497

Yelpazeyle rüzgârlanmak. Eventoir n.m. Ateş yelpazesi. Eventration ( van-tra- si-on ) n.f. Hurucu balın, evantrasiyon. Eventrer (van-tr6) v.a. Karın yarmak. Par anal. içini açmak, genişçe yarmak. Eventualite (van) n.f. İhtimal. Muhtemel, her türlü ...

Reşat Nuri Güntekin, ‎Ali Süha Delilbaşı, ‎Nurullah Ataç, 1935

İslamlıktan önce Türk dili ve edebiyatı - Sayfa 523

... düş. tültür- Çarpmak, vurmak. tülüg Tüylü. tümen On bin. tümke Aptal. tün Gece. tüner- Karanlık basmak, tünerig Karanlık, tünle Geceleyin. tüngür Akraba, dünür. tüp Dip. tüpker- Aslını araştırmak. tüpür- (gök için) Rüzgârlanmak. tür- Katlamak ...

Nurettin Koç, 2002