CĂRȚI ÎN TURCĂ ÎN LEGĂTURĂ CU «ACEMILIK ÇEKMEK»
Descoperă întrebuințarea
acemilik çekmek în următoarea selecție bibliografică. Cărți în legătură cu
acemilik çekmek și extrase din aceasta pentru a furniza contextul de întrebuințare al acestuia în literatura Turcă.
1
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 15
acayip 15 acı <!)• yenilemek. acayip [aca:yip] s. Ar. 1 yadırganacak denli olağana aykın olan. 2 benzeri olmayan, çok değişik, ör. ... 0 acemilik çekmek henüz alışamadığı, beceri kazanamadığı bir işte bocalamak, ör. öğretmenlikte başlarda çok ...
2
Büyük lûgat ve ansiklopedi: ek - Sayfa 52
Acemilik çekmek, henüz alışamadığı veya maharet kazanamadığı bir işte yahut meslekte zahmet çekmek, bocalamak: Nuri Efendi, sen de hizmet et de bizim Yusuf'a acemilik çektirmeyelim, dedi (Sabahattin Ali). || Acemilik etmek, düşüncesizce ...
3
Türkçeʾde Eş ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü - Sayfa 200
... medenî, uygar. yadirgamak -olisamamak -isinomamak -Jstig- rap etmeík -garipsemâk -uyamamak -yabansimak. d: -acayibine gitmek -acayip btrfmak -acemilik çekmek -denizden çikmis baliga dönmek -garibi- ne gitmek -garip bulmak -tuhof ...
Ülkü Yalım, Özcan Yalım, 1983
4
Langenscheidt Pocket Turkish Dictionary: Turkish-English, ... - Sayfa 25
Acem a Persian: - mubalagasi excessive exaggeration. Acemce Persian (language) acemi untrained, inexperienced, raw, green; . cay/a* • tyro, clumsy person; - er MIL raw recruit. acemilik inexperience, lack of experience; ~ cekmek to suffer ...
5
Türkçede öykü-roman: seçki (antoloji) - Sayfa 501
Geçen seneki şoför aceminin biriydi. Bir yanı uçurum, öbür yanı sarp kayalık; bozuk, ... Çok acı çekmek işime gelmiyordu ama, öyle entipüften bir yarayla kurtulmanın ilginç sayılmayacağını da biliyordum. Bu düşündüklerim, gerçek anlamda ...
6
Yirminci yüzyıl Türk edebiyatı: 1960 sonrası ... - Sayfa 259
Zaten çekmek benim kaderim. İçerde de olsan çekmek bana düşüyor, dışarda da olsan... Kadın yine acemilik edip basitliğe düşüyordu. Suçlamaya yöneliyordu adamı. Oysa bu soruda kinayeyle birlikte bir de şefkat aranışı vardı, onun "Orospu" ...
Mahir Ünlü, Ömer Özcan, 2003
7
Osmanlıca grameri: eski yazı ve imlâ, Arapça, Farsça, Eski ... - Sayfa 133
... ağız kavgası) - M> nizâc ve nezc (bir şeyi yerinden koparıp çekmek), -ujL*- musâdeme (vuruşmak) - sadme (çarpma, ... 2. intisab etmek 3. maiyete devam etme, acemilik) - cU lizâm (lüzum, mülâzimlik), o^1- mübâşeret (bir işe başlamak) -s*\ ...
8
Osmanlıca - 2. cilt - Sayfa 133
Müfâale babı müşareketten başka iş ve hareketin sürekli, kesiksiz ve devamlı olduğunu anlatmak için de kullanılır: i»j5U mülâzemet (1. devam etme 2. intisab etmek 3. maiyete devam etme, acemilik) - fi j) lizâm (lüzum, mülâzi mlik), «Jj»iU ...
Faruk Kadri Timurtaş, 1964
9
Acemiler: roman - Sayfa 34
Büyük, köklü devrimler için ilkin gerekli olan bu geçişte, bu köprüde, hastalıklı bir inatla durur. Karşıya geçildiğine inanmak için çok saf olmalı insan, der. Heyecanı dinmemiştir daha. Alanlara çıkıp nutuk çekmek ister. Herkes, avazı çıktığı kadar, ...
10
Entellektüel şiddetin eşiğinde - Sayfa 180
Kitaba Önsöz adlı şiiriyle giren Öndeş, ilk bakışta bir acemilik duygusu uyandırmıyor değil, ancak bu duygunun ... Girerken üç konuda dikkat çekmek isterim: Öndeş'in olsun, bu satırların yazarının olsun, yetiştiği yıllarda, kültürün ayağa ...
